AK Parti 13 yıla yakın iktidarlık döneminde bir çok yeniliğe imza attı, atmaya devam ediyor.
Bu süre içinde başarılı olduğu yönler kadar başarısız ve zayıf kaldığı yönler de var elbette.
Bana göre en sıkıntı yaşadığı alan eğitim. Eğitimde hedeflere ulaşılamadı, istenen istikrar, başarı ve güven ortamı oluşmadı.
Bunun bir çok nedeni var.
Ama temel sorun bana göre sistemin oturmaması.
Çünkü her önüne gelen kendine göre bir sistem geliştirdi, bu da eğitimde marka değerinin düşmesine neden oldu. Eğitim hassas ve çok özen gösterilmesi gereken bir konu.
Öğretmeni ile öğrencisi ile velileri ile çok geniş bir potansiyele sahip olan eğitimde söz sahibi olması gereken, fikir beyan etmesi gerekenler asla devre dışı kalmamalı.
Katılımcı, yüzünü sadece eğitime dönen, samimi ve başarılı kadrolar olmadığı sürece başarı gelmez.
Bakanlığın iyi niyetli çabaları da bu anlamda yetersiz kalır.
Milli Eğitim camiasında görev yapacak ve görev alacak kim olursa olsun işin ehli olmak zorunda.
Heyecanını kaybetmiş, şevki kırılmış ve de başka emeller peşinde kim varsa yollar mutlak suretle ayrılmalı..
Eğitim deyince akan sular durmalı. Taşın altına elini sokan bunun hakkını sonuna kadar verebilmeli.
Gençliği anlayan, gençliğe yol haritasını çizen ve onların yalnız olmadığını kabul ettirecek özgüvene sahip olmalarını sağlamalıyız.
Aksi takdirde gençliği içinden çıkılmaz bir boşluğa sürükleriz, sokaklara teslim edip onların her alanda kullanılmasına zemin yaratırız.
Eğitimde aldığımız reform kararlarının hayata geçmesi geleceğimize ışık tutacaktır.
Üzerine basa basa söylüyorum ki eğitim bizim kırmızı çizgimiz
İç ve dış güvenliğimiz kadar önemli!
ALT YAPI İYİ OLURSA
MÜKEMMEL UYGULAMA!
Söz eğitimden açılmışken Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilkokul başlamadan önce en az 1 yıl okul öncesi eğitimi sağlamak amacıyla 4-5 yaş grubundaki çocukları okullaştıracak projeden de bahsetmek isterim.
Hedef yüzde 70 okullaşma oranını yakalamak.
Velilerden, makul düzeyde beslenme bedeli dışında herhangi bir para talep edilmeyecek.
İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri sosyo-ekonomik duruma göre belirli okullarda ücretsiz anaokulları ve ana sınıfları belirleyecek.
Bu uygulama özellikle çalışan aileler için oldukça olumlu.
Fakat alt yapısı son derece önem arz ediyor. Hem fiziki mekan hem de öğretmen noktasında ciddi sıkıntılar olduğunu biliyorum.
Yeni yapılan okullarda bırakın anaokulları ne spor salonu,ne tiyatro salonu ne de çocukların tarihsel ve sanatsal gelişimine katkı sağlayacak tek bir bölüm bile yok.
Umarım kısa sürede eksikler tamamlanır ve çocukların 4-5 yaşında okulla buluşmasının önü açılır.
KEŞKE MAVİ MARMARAY YAŞANMASAYDI!
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye insani yardım götüren Mavi-Marmara gemisine Akdeniz’in uluslar arası sularında İsrail askerlerinin müdahalesiyle kopmuştu.
Saldırıda 10 kişi yaşamını kaybetmiş 50’e yakın aktivist yaralanmıştı.
Şimdilerde o kopan ilişkiler karşılıklı görüşmeler ve tekliflerle onarılmaya çalışıyor.
Bu sürece “İsrail’e güven olmaz” şeklinde karşı koyanlarda var.
Kan gölüne dönen Ortadoğu’da barışın egemen olması ve normalleşme sürecinin başlaması için bir fırsat olarak görenler de..
Sonuçta her ne olursa olsun yeni bir sayfa açıldı.
Bekleyip görmek lazım bakalım neler yaşanacak. Türkiye-İsrail ilişkisi nasıl şekilelenecek..