Bahar mevsimi toprağın çözülüşünün, suyun toprağa kavuşmasının hikayesidir. Vivaldi, dört mevsim adlı konçertosunda ilkbaharı ruhumuzun vitamini yapar. “İlkbahar”ın birinci bölümünde, kemanlardan kuş sesleri yükselir. Ayrıca bir derenin şırıltısı, meltem esintisi ve rüzgârın sesi duyulur. Bu tempolu ve coşkulu açılış teması ruhları okşamak içindir. İkinci bölümde yaylılar eşliğinde solo keman, bir çobanla köpeğinin ağaçların altında uyuklamasını seslendirir. Üçüncü bölümde ise sakin bir pastoral dans çalınır.

Biz de bunu yaylalarda çalınan kemençenin ince tınısına uyarlayalım;

Güneşi çok sık görmediğimiz bir baharı yaşarken,

Özlemle beklenen bir aşkı yaşıyoruz bu bahar,

Kuzeyin bu yağmurlu günlerinde, binlerce renk ve çeşitte bitkinin,

Masmavi gökyüzünün yazılmamış öyküleri yeniden yazılmaya başlandı,

Özlemle beklenen bir şampiyonlukla,

Bir bahar bu kadar güzel kutlanabilir mi?

Bütün dünyanın izlediği bu coşkulu kutlamayı kimse beklemiyordu. Silahlarla kutlanılacağı öngörülen bu şampiyonluk sevinci dünyanın en güzel ve renkli bir festivali olarak kutlandı. Hiçbir silahın patlamadığı, hiçbir tacizin olmadığı bir coşkunun içinde olduk hep. Zor günler geçirdik. Pandemi illeti hayatımızı altüst etti ve yıllar sonra gelen şampiyonluk ruhumuzu tedavi etti. Yeni bir baharı yaşarken, hayatın güzelliklerini daha iyi anlamaya başlıyoruz. Değerini bilmeden yaşayıp geçtiğimiz nice güzelliklerin farkına şimdi varıyoruz.

Yaz mevsimine yağmurlarla başlıyoruz. Hanoftaların olma zamanı ve yaylaya göç zamanı artık. Ben aldım fotoğraf makinemi çıkıyorum eşsiz yaylaların kokusuna, ardında bıraktığım dertleri unutma zamanı. Unutamayanlar ne yapsın. Sorgulamak istemediğimiz hatalarımız ve hayat pahalılığıyla baş başayız artık. Tükettiğimiz birçok şeyin acısı şimdi çıkacak.

***

Betonlaşan bu şehrin, kültür sanatına dair bir şeyler üretirken yaptığım eserleri insanlara sunmak bizim en büyük mutluluğumuz. Bu zor zamanlarda bunları yapmak bir güç istiyor. Yüreğindeki güzelliği hiç kaybetmeyen birkaç kişi dışında bu güzel işlere destek veren çok kişi yok. 21-30 Haziran”da “Haydee” adlı bir fotoğraf sergim olacak Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi”nde. Ağustos ayında ise “Haydee vargit” yayla uşakları kazanacak mottosu olan belgesel sinema filmimin yeni sinema gösterimi olacak. Ücretsiz sunulacak izleyiciye. Nice zorluklarla yaptığımız bu güzel işler için desteklenmek isteriz tabi ki.

Lakin bizim bu memleketin yapmacık sevdalılarına sanatı anlatıp destek istemek, yayladan göç eden sığırlara Van Gogh’u ve Mozart’ı anlatıp süt istemeye benziyor. Küçükken haritalar çizerdim. Yaşadığım coğrafya hep büyük gelirdi bana; sığdıramazdım, taşar giderdi. Çok uzaklara gittiğimde anladım neden sığamadığını, sonra tekrar baktım. Büyüdükçe bakışlarım daha çaresiz oldu. Ama umutlarım halâ var olacak.