İlginç kişilikleriyle Trabzon’un kent hafızasına kazınan isimlerin en önde gelenlerindendir ‘Deli Musa’..
Tıpkı Aga Kazım, Şişko Kenan gibi..
15-20 yaş dönemimizde büyüklerimizle olan sohbetlerine yandan çarklı yanaşarak  yakından tanıklık etmiş birisi olarak ne anılar  vardır  hafızamızda..
Aga Kazım ve Şişko Kenan’ı şimdilik bir yana bırakarak Deli Musa’dan bahsedelim biraz..
1.90’ın üzerindeki boyu, kıvırcık siyah gür saçları, yüzünde kendisine ayrı bir hava veren çile benzer izler ve dublaj sanatçılarını kıskandıracak ses tonuyla  tanımayanları hayran bırakan ne hikayeler anlatırdı her konuda..
Tam bir entelektüeldi, tabi tepesi atıp saçmalayana kadar!..
Kafayı nasıl bozduğu konusunda kesin bir bilgisi yoktu kimsenin..
Babasından kalan mirasa birilerinin el koyduğundan tutun da, sevdiği kızı bir başka yakının almasına kadar pek çok hikaye anlatılırdı bu konuda..
Ancak gerçeği kimse tam olarak bilmezdi.

Beyaz Pele Musa!..

Bir gün eline tahta bir kılıç alıp, sırtına da bir pelerin atıp dolaşırdı. Bir başka gün  gür saçlarının alın kısmını kazıtıp, bu ne hal Musa diyenleri de “Siz ne anlarsınız ‘bu sene Avrupa’da kellik moda’ diyerek küçümserdi!”
Spordan, siyasete her konuda ahkam keserdi ancak, dini konular ve Amerikan filmleri uzmanlık alanıydı.
 Bir ara da futbolculuğa da merak sardı.
Arkasına yağlı boyayla  ‘Beyaz Pele Musa’  yazdığı aşırı solmuş mavi bir üst eşofmanıyla  Trabzonspor’un Avni Aker’de yaptığı idmanların demirbaşı olmuştu. O zamanlar  Trabzonspor’un idmanları hele de perşembe günü kendi arasında yaptığı çift kaleler maç gibi kalabalık olurdu.  Tribünlerin dolduğu yetmezmiş gibi  sahasın  kenarları da tıklım tıklımdı.
Bizler, mahallenin gobelleri olarak zaten sanki kombine biletliydik. İdman kaçırmazdık da Musa’da  hazır vaziyette alırdı yerini.
Hazır vaziyette derken, fotoğrafta da görüldüğü gibi, üstten kazak, gömlek, alttan da pantolonunu siyah donla idmanın bitmesini beklerdi.
Çünkü pantolonunu çıkarıp bir güzel katlar ve kale arkasına yakın bir yere koyardı.

At beni sahaya!..

Çünkü Suat Abi (Özyazıcı) idman bitip de takımı soyunma odasına gönderirken, üçüncü kaleciye ‘Sen kal’ der kaleye geçirir, Musa’ya şut çektirirdi
Belli ki O’da Trabzonspor formasının hayalini kurardı.
Maçlara da gelir,  kendisini Suat Abi’ye gösterebilmek için  kapalı tribünün Trabzonspor yedek kulübesinin arkasına denk gelen kısımdan yarım metrelik duvar üzerine çıkarak  izlerdi karşılaşmaları..
Berabere giden maçlarda Suat Abi’ye yalvarırdı:
‘Hocam at beni sahaya alayım sana maçı.’

Alırsam Şerefsizim!

Bu Musa, Ali Kemal’in Trabzonspor’dan 400 bin liraya  iki yıllık  sözleşme  yenilediği en havalı  transfer döneminde Ziya Bey’deki Trabzonspor kulübünden içeri girdi..
Salondaki birkaç yöneticiye dönerek; ‘Şu transfer paramı almaya geldim’ dedi.
Orada bulunanlar gülümseyerek ‘Ne demek Musa’ deyip aralarında 40 lira toplayıp verdiler Musa’ya..
Ancak parayı sayan Musa’nın suratı asıldı.
 Sonra da kızarak, ‘Nee’ dedi, ‘Ali Kemal’e 400 bin, Beyaz Pele Musa’ya 40 lira..’
‘Alırsam şerefsizim’ deyip parayı fırlattığı gibi  masanın  üzerine hışımla çıkıp gitti..