Geçtiğimiz günlerde Ortahisar Belediye Başkanı bir açıklama yaptı. Kıyamet koptu. Neydi o açıklama: "Trabzon'da yeterince içkili alan yok." Başkan Ahmet Kaya, uzun süredir siyasetin içinde. Parti'sinin hemen hemen her kademesinde çalıştı. O çalışmaların ardından milletvekili, daha sonra da, Ak Parti'nin güçlü olduğu Ortahisar' da ezici bir oy farkıyla belediye başkanlığını kazandı.
Yani siyasette neyin söylenilip neyin söylenilemeyeceği bilecek kadar deneyim sahibidir. Kendisini, açık yüreklilikle, şehrin bu eksiğini dile getirdiği için tebrik ediyor, alkışlıyorum.
Bir yerde bir sorun ya da bir ihtiyaç varsa; o masaya yatırılır, çözüm odaklı çalışılır. Trabzon'daki küçük bir sorun ULUSAL gazetelere taşınarak tetikçilik yapılmıştır.
Kaya'nın, ne dinsizliği ne ahlakı ne de toplumsal değerleri kaldı. Bu konuda onun karşısındakiler DİNİ değerleri mızrak gibi kullanıp bir LİNÇ kampanyası başlattılar. Sanki Kaya "İşinizi, gücünüzü bırakın; biranızı, şarabınızı, viskinizi vs. alın. Sabah akşam için." dedi.
Turizm için neler yapmıyoruz: Valilik bünyesinde geniş katılımlı organizasyonlar düzenliyoruz. Gerektiğinde ülke ülke dolaşıyoruz, fuar etkinliklerine katılıyoruz. Çeşitli platformlarda emek ve çaba harcıyoruz.
Kaya da buraya gelen turistlerin ihtiyaç olarak ortaya koydukları bir durumu dile getirmiştir. Hepsi bu.
Bir toplumda ne kadar çok yasak koyarsanız yasakların delinmesi için o kadar fazla tepkiyle karşı karşıya kalırsınız. Bir kaç yıl önce bir makalede okumuştum: İran'da beş milyonun üzerinde madde bağımlısı varmış. Ülkemizde de durum aynı. GAVUR denilen iller alkol ve madde bağımlılığı konusunda mutaassıp gibi görünen şehirlerin ellerine su dökemezler.
Şehre ilgisi, sevgisi, duyarlılığı olan; şehri düşünen ve gelecek için kaygılanan insanlar şehrin TURİZMLE yol alabileceğini görüyorlar. Başka yapılacak olan her şey hayal ve oyalamaya yöneliktir.
Turizm neyle olur? Tarihle, doğayla, eğlenceyle...
Bu sacayaklarından birini eksik bırakırsanız önce sendelersiniz daha sonra da düşersiniz..
Bu durumları daha önce her ne kadar yaşasak da bir türlü deneyim kazanamıyoruz.
Ondan sonra "Yok efendim, turistler niye gelmiyor, niye Batum'a, niye burnumuzun dibindeki Giresun'a, Ordu'ya, Samsun'a gidiyorlar?" diye birbirimize dert yanıyoruz? Bu nedenle gerçeklerle yüzleşerek olaylara çözüm odaklı yaklaşmalıyız.
Alkolden dünyanın hiç bir yerinden alınmayan vergileri alacaksınız. Diyanet'inden milli eğitimine, valiliğinden
emniyetine, jandarmasından adliyesine ve hastanesine kadar personel maaşlarını bu vergilerle ödeyeceksiniz; sonra Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya şehrin ve turistlerin bir eksiğini, ihtiyacını cesaretle dillendirecek. Siz de yalandan yere kıyameti koparacaksınız. Öyle mi?
Geçin bunları anam - babam, geçin!
Samimi olun samimi...
Donkişot devri geçeli çok oldu...
Yarın iktidar değiştiği zaman 70’lik RAKI'yı kapıp "Parklarda alkol alınsın!" diye bas bas bağırırsa hiç şaşırmayın.
Hatta ALKOL bağışçısı bile olurlar: "7O’lik benden!" diye.