Dün Ahmet Suat Özyazıcı Sahası’nda Düzyurt’un Play-Off mücadelesi vereceğini herhalde Trabzon bilmiyordu. Artık şu Düzyurtspor’a üvey evlat muamelesi yapılması benim de canımı sıkıyor. Zemini iyi olsa Yavuz Selim’de oynansın diyeceğim de işte göz var nizam var!..
İlk yarı Düzyurtspor ha sahada varmış ha yokmuş hiç belli değil. Orta alan diriliğinden biraz taviz verse maazallah neler neler olurdu. Turuncu-Yeşilliler maç başladığında artık aklından ne geçiyorsa onu bilemiyoruz, keşke maça konsantre olsalar. Maçın başında Kıvanç’ın kafası gol olsaydı bu maç daha da çevrilemezdi. Akın akın sol bloğu S.O.S veren temsilcimiz 31’de Murat’ın şutunu kalecisiyle savuşturması ikinci yarı için küçük de olsa bir ışık verdi. Ancak izleyenlerin de benim de ortak bir cümlemiz vardı “Bu oyunla Düzyurt sabaha kadar  işi düzlüğe çıkaramaz” düşüncesiyle ikinci yarı başladı..
Yağmurlu başlayan ikinci yarıda sağanak artınca yan hakemlere sanki bir şeyler oldu. Orta alanda pas atmak için kendine pozisyon sağlamaya çalışan oyuncuları hoyratça durduran Kızılcabölüklü oyunculara ses çıkarmadılar. Düdüğü hiç ağzına alamadılar!.. Dakikalar ilerledikçe bu sefer hamle sırası Düzyurt’taydı. O da sağ kanadı kaşıyor Raif’in ortası Reha’nın kafası ve goooollll!..
Olmadı işte. Bayrak kalktı. Düdük devreye girdi.
Karar ofsayt!.. Bir ihtimal dışarıdan mı çevrildi diye kendimi sorgularken ofsayt denildi. Oyuncu toptan 1-2 metre gerideyken kalkan bu bayrak kaybolan emeklerin habercisi olmasın..
Bu sene düdüklerden canı yanan Trabzonspor, şampiyon olan Trabzonspor U17’nin akıbeti, Kadınlar 1. Lig’deki İdmanocağı karşılaşmalarındaki hakem hataları ve dahi sayamadığım bir sürü kararların sonuncusu dün oynanan Düzyurt-Kızılcabölük maçında yaşandı.
Son olur mu, olmaz!..
Neden?
Çünkü Trabzon!..