Evlerimizin İçine Akan Kanalizasyon

Görsel medya hiçbir zaman içinde bulunduğumuz dönem kadar toplum ahlakı ve sağlığı için bu denli zararlı olmamıştır. Bir ülkede böylesine zararlı yayınlar varsa o toplumun başka düşmana ihtiyaç yoktur.

Saatlerce süren dizilere baktığımızda şiddetin, ahlaksızlık ve sıradanlığın yüceltilmesinden başka bir şey görmüyoruz. Neredeyse her dizide çarpık ilişkiler sempatik güzellemeler ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Eşlerin birbirini aldatmasının hayatın akışı içinde doğal karşılanabilecek basit ve sıradan olgular olarak gösterildiği bir dizi furyası var. Anne ve babayla kavga etmek, ebeveynlerin sözlerine ve değerlerine önem vermemek çağdaş gençlerin davranış şekli olarak sunuluyor. Çaba göstererek hayatta başarılı olmak yerine sanki çok mümkünmüş gibi kısa yoldan ve gerekirse kanunsuz kuralsız her yol kullanılarak köşe dönme saçmalıkları özendiriliyor. Dizilerdeki genç kızlar çıkarları için her tür ahlaksızlığı yapmaya hazır, genç erkekler kas göstererek imaj oturtmaya çalışan boş kafalı insanlar olarak boy gösteriyorlar. Bizim toplumumuzun güvencesi olan gençlerimize sunulan rol modeller bunlar maalesef. Pırıl pırıl genç dimağlar ahlaksızlık ve vahşet dolu imajlarla dolduruluyor. Milletimizi ayakta tutan bütün dinamiklere şuursuzca saldırılıyor ve değerlerimiz aşındırılıyor. Gençlerimizin önüne idol olmak iddiasıyla çıkan ve kendisine sanatçı diyen bazı şarkıcıların sahnelerde sergiledikleri görüntüler en tolerans sahibi vatandaşları bile isyan ettirecek vasatlık derecesinde maalesef. Herkes giyiminde ve hareket tarzında özgürdür ama toplumun gözüne sokarcasına bu denli aykırılıktaki amacı anlamakta zorluk çekiyorum. Bu vasatlığı, avamlığı ve aykırılığı gençlerimize çağdaş sanat ve sanatçı olarak sunmak çok yanlış ve zararlıdır. Birde dizilerde korkunç bir şiddet furyası var ki öldürülenin kesilenin haddi hesabı yok. İlginç olan nokta ise sigara veya alkollü içki imajını gençlere kötü örnek olmasın diye flulaştırarak göstermeyen mevzuat kafa kesmeyi, kurşunlarla delik deşik etmeyi sanki daha masummuş gibi çocukların gözüne sokar gibi aşikarca göstermekte sakınca görmüyor. Bu şekilde yayınlar devam ettikçe çocukların işlediği vahşi cinayetleri öğrendiğimizde şaşırmamak gerekir. Taze beyinleri vahşet ve ahlaksızlıkla dolduran bu diziler ve sabah programları denilen rezaletler devam ettiği sürece bu facialar artarak devam edecektir.

Bu tür yayınlardan önemli paralar kazanan bir grup insan var. Bu insanlar kendilerini her ortamda sanatçı olarak tanımlıyorlar. İlginç olan bir nokta da yaptıkları avam faaliyetlerin onları toplumun her konusunda söz söyleyebilecek bir konuma aydın ve bilirkişi olarak taşıdığını düşünüyorlar. İlgili konulara ilişkin hiç kitap okumasalar ve bilgileri olmasa da şarkı söylerken dekoltelerinin derinliğinin veya bir dizide gençlere ebeveynlere nasıl kuvvetli bağırılıp hakaret edilir örneğini vermek için cırım cırım cırlama banalliğinin onlara bu bilgi derinliğini ve topluma akıl verme yetkinliğini kazandırdığını düşünüyorlar sanırım. Bütün yüzeyselliklerine rağmen kendilerini toplumun aydın kesimi içerisinde sanatçı olarak konumlandırabiliyorlar. Fakat gerçekte bu insanların ne sanatla ne de sanatçılıkla hiçbir ilgileri yoktur. Sanat, toplumsal meselelere dair farkındalık yaratmanın yoludur. Sanatçılar kültürel mimarlardır. Kendine sanatçı diyen bu oyuncular bırakın kültürel mimar olmayı kültürümüzü ayakta tutan sütunlarımızın hepsine kıyasıya saldırmaktadırlar. Bu kişiler sanatçı değil para için bütün etik değerlerini satışa çıkarabilen ve kim daha fazla para verirse onun peşinden giden vasıfsız insanlardır.

Milletler savaşla topla tüfekle bombayla yenilebilir fakat yok edilemezler. Bir milletin yok edilmesi için onu ayakta tutan değerlerini aşındırıp yok etmek gerekir. Türk Milleti bu amaçla yapılan ve genç nesilleri hedef alınmış planlı bir saldırı altındadır. Her akşam ailece seyredilen dizilerin ve sabah programlarının evlerimizin içine akan kanalizasyondan farkı yoktur. Çocuklara sağlıklarını korumak için sigara satmayı yasaklayan devletimizin asıl büyük tehlike olan bu sektöre karşı tedbir alması zorunludur. Kendi çocuğuna asla yedirmeyeceği zararlı yapay gıdaları reklam için aldığı paralar karşılığında milletin çocuklarının yemesi için bütün popularitelerini kullanarak şiddetle tavsiye eden, kozmetik lobisi kazansın diye gençlerin pırıl pırıl ciltlerini bir sürü kimyasala bulamaları için öve öve bitiremeyen, sorulduğunda barış havarisiymiş gibi beyanatlar verip kim daha fazla para verirse onun dizisinde en karizmatik pozlarla insan öldürmenin yollarını gösteren, gençlere ceplerine girecek para karşılığında her türlü ahlaksızlığı meşru gösterip özendiren bu sanatçı kisvesi altındaki zararlı güruhun gençlerimizi zehirlemesi bir an önce önlenmelidir.

Türk Milleti savaşla yıkılmaz. Sağlam kültürel temelleri milletimizi her koşulda diriltmiş ve ayağa kaldırmıştır. Fakat dinamiklerimize bu kadar şiddetli ve pervasız yapılan saldırılara karşı ne kadar dayanabiliriz bilemiyorum.