Sonbahar geldi hem ellerime hem yüreğime. Bir ağaç misali yapraklarımı dökerken içimdeki boşluğu sensizlik ile besliyorum. Havalardan mıdır bilmem içimde hep var olan hüzün son günlerde daha fazla görünür oldu. Kendimi hiç yoktan düşünürken buluyorum. Kaybettiklerim ve benden alınanların yasını tutuyorum. Benliğime gelen güz ve beynimi sinsice ele geçirilen duygular ile savaşmayı bıraktım artık kabulleniyorum.
Girdiğimiz ya da içine çekildiğimiz savaşlarımızdan her seferinde güçlü çıkmayı öğreniyoruz öle öle. İçimizdeki mezarlığa arada uğrayıp yeni çiçekler ekiyor bazılarını tamamı ile unutuyoruz öylece. En kötü kabuslarımız gerçekleşirken rüyanın kıymetini anlıyoruz. Hayatın içinde savrulurken kimimiz kayboluyor kimimiz inatla tutunuyor birilerinin yüreğine. Sonbahar rüzgarları esiyor yine tutunmak lazım bir şekilde. Ellerimizin kanayacağını bile bile dikenlerden medet umuyoruz yine. Yüreğimize batan dikenleri kanata kanata çıkarıp yeniden darbelere göğüs germeye gidiyoruz aceleyle.
Önce kendime itiraf etmeliyim belki de.