Trabzon için önemli bir tarihin arifesindeyiz.
26 Ekim Trabzon'un fetih günü..
Yani Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmesinin 553’üncü yıldönümündeyiz.
Bu yönde hem Trabzon'da hem de İstanbul'da Fetih kutlamaları başlıyor..
Hal böyle olunca da böylesine anlamlı günler içerisinde Trabzon'umuzun fethi ile ilgili bir yazı kaleme almak da göreviz..
Öyle bir fetih ki bu fetih; Fatih’e, 1461'de Trabzon seferi sırasında "Bunca zahmetler çekmek niye" diye sorulunca, öyle bir cevap vermiş ki bu cevap bile  Trabzonlu olmanın ne kadar önemli olduğunu altın harflerle karşımıza koymuş..
Bakın fetih süreci nasıl yaşanmış, Fatih neler yapmış ve söylemiş..

***

Sultan II. Mehmed, 1453'te İstanbul'u fethedip "Fatih" unvanını almıştı. Ancak Türk tarihinin en büyük hükümdarı bir yıl sonra 1454'te Sırbistan seferine çıktı.
Ardından Karadeniz Bölgesi’ndeki Ceneviz kolonileri ile Boğdan'ı vergiye bağladı. 1455'te ikinci defa Sırbistan seferine çıktı. Güney Sırbistan'daki Vılk-İli'ni Lab Vadisi'ndeki gümüş madenleriyle birlikte ele geçirip, Sırplar'ı Macarlar'dan ayırıp Osmanlı'ya bağladı.
1456'da babası II. Murad'ın alamadığı Belgrad'ı kuşattı ancak fethedemedi.
Aynı yıl Enez, İmroz ve Limni fethedildi. 1457 yılı Arnavutluk'taki Osmanlı kuvvetlerinin İskender Bey'le mücadelesiyle geçti.

***

Osmanlı sultanı fetihlerine devam ederken bütün Avrupa korku içerisinde, çaresizce bekliyor, birçok ülkede "Acaba bu yıl Türkler ülkemize gelirler mi" diye düşünülüyordu. 1458'de Veziriazam Mahmud Paşa Güvercinlik başta olmak üzere Sırbistan'ın ele geçirilememiş bölgelerini fethederken, Fatih Sultan Mehmed de Mora'da idi.
 İki ordu Üsküp'te buluşup kışı orada geçirerek çekilmelerini bekleyen düşmanlarını şaşırttı. Osmanlı ordusu Macar ordusunu püskürttükten sonra Edirne'ye döndü.
1459'da sefere çıkan Fatih'e, Sırplar Semendire'nin anahtarlarını verdiler. Böylece Sırbistan doğrudan Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. Sırbistan seferini erken bitiren Fatih, Anadolu'da yeni bir sefere çıkarak Amasra'yı fethetti. 1460'ta ikinci defa Mora seferine çıktı ve sahilde Venedik'e ait bazı kaleler dışında yarımadanın tamamını Osmanlı topraklarına kattı.

***

1461'de Kuzey Karadeniz seferine çıkan Osmanlı Sultanı, Candaroğulları Beyliği'ni itaat altına aldıktan sonra Trabzon Rum İmparatorluğu'nun üzerine yürüdü. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatoru Dördüncü Ioannes Kommenos'un Despina Hatun diye adlandırılan kızı Theodora'yla 1458'de evlenerek, Osman' lılar'a karşı yardım sözü vermişti. Fatih Sultan Mehmed, Trabzon seferine çıkınca Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, kayınpederinin ülkesini kurtarmak için annesi Sara Hatun'u Osmanlı İmparatorluğu'na elçi olarak gönderdi. Sara Hatun maiyetiyle birlikte seferde olan Fatih'i Bulgar Dağı'nda buldu.

***

Osmanlı hükümdarı kendisine getirilen hediyeleri kabul edip, Sara Hatun'a büyük saygı gösterdi ve anne diye hitap etti.
Fatih, Sara Hatun'la birlikte Bulgar Dağı'nı aşıp, Trabzon seferine devam etti.
Sultan, dağı geçerken birçok yerde atından inip, yürümüştü.
Sara Hatun, bu durum üzerine
"Hey oğul! Bir Trabzon için bunca zahmetler çekmek nedir" diye sorunca,
Fatih bakın ne kadar anlamlı tarihi sözleri söylemiş.
 "Ana bu zahmetler Trabzon için değildir. Bu zahmetler İslam dini yolunadır ki ahirette Allah'ın karşısına çıkınca utanmayalım diyedir. Zira bizim elimizde İslam kılıcı vardır. Eğer biz zahmete katlanmazsak bize gazi demek yalan olur" diye cevap vermişti.(1)
Evet sevgili okurlar Fatih Sultan Mehmet Han'ın verdiği bu cevap Trabzon için  tarih boyunca asla unutulmayacak altın sözden başka ne olabilir ki!
Böylesine bir söz  hangi  bir şehre nasip olur ki!..
'Allah'ın karşısına çıkınca utanmayalım diyedir'
Bu sözün var mı ötesi..
 ATATÜRK FATİH
İÇİN NE DEDİ?
Konu Fatih ve Tra
Mustafa Kemal Atatürk  bir gün İstanbul ve İstanbul'un Fethi'nden konuşurlarken söz tabii Fatih'e geldi. Ortaya şöyle bir sual attı:"Tarih acaba benim mi, yoksa İkinci Mehmet'in mi yaptığı işleri daha mühim bulacaktır? "Bulunanların hemen hepsi: "Siz" dediler. Atatürk, böyle meselelerde daima olduğu gibi: "Niçin?" dedi.
    Atatürk'ün Fatih'ten çok büyük olduğunu ispat için akla gelecek ve gelmeyecek delilleri toplamakta birbirleri ile yarışa başladılar. Hatta bazıları: "Sizin yanınızda Fatih kim olurmuş!" diyecek kadar ileri bile vardılar. Söz orada bulunanların en gencine geldi:
 "Efendim,tarih bir imtihan salonuna benzer. Karşısına gelenlere birtakım hususi meseleler verir. Neticede verdiği problemleri halledişine ve bundaki maharetine göre bir numara verir. Aşağı yukarı tarihin imtihanına çıkanların hepsi ayrı şartlar dahilinde, ayrı meseleler karşısında kalmışlardır. bunları en iyi halledenler de tereddütsüz on numara almışlardır. Zannımca, tarihin adamı olan şahsiyetlerin karşısında kaldıkları hadiseleri birbirleri ile karşılaştırmakla hükümlere varmak mümkün değildir. Fatih, karşısına çıkan problemleri en iyi şekilde hallederek on numara almıştır. Siz de önünüze serilen meseleleri halletmiş ve on numarayı kazanmış bir tarih büyüğüsünüz."
Atatürk, bu sözleri büyük bir dikkatle dinledi ve neticede:"Bravo!" dedi.
 Sonra,biraz evvel Fatih'i küçümseyen kişiye dönerek: "Sen halt etmişsin. Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim? Çok kereler Fatih'in karşısında kaldığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı hal çarelerine varmışımdır. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım hadiseleri nasıl hallederdi. Bunu çok merak ederim. İKİNCİ MEHMET BÜYÜK ADAMDIR,BÜYÜK ." der.(2)
 'kyn. (1) Prof. Dr. Erhan Afyoncu (2) Prof. Afet İnan "Atatürk Hakkında Hâtıralar ve Belgeler" (1968, s. 187) adlı kitabından alınmıştır.)