Japonya’da bir otelde tanınmış bir müşteri konaklamaktadır. Bu esnada müşteriye bir posta gelir. Postayı teslim alan müşteri nezaketen kuryeye bahşiş vermek ister. Ancak ya o an müşterinin yanında bahşiş verebilecek nakit yoktur ya da kurye bahşişi reddeder zira Japonların bahşiş konusundaki duruşları anlatılagelir. Sebep hangisi olursa olsun müşteri bahşiş veremez ancak kuryeyi boş göndermek de istemez. Bunun üzerine kuryeye hayata dair iki tane not yazmaya karar verir. 

Ve not kâğıtlarından ilkine sade bir yaşamı öven şu kelimeleri yazar. 

“Sakin ve mütevazı bir yaşam, başarı peşinde koşmanın neden olduğu daimi huzursuzluktan çok daha fazla mutluluk getirir.”

Bu olayın üzerinden 95 yıl geçtikten sonra kuryenin yeğeni notların değerini öğrenip notları satmak isteyince bu hikâyeden haberimiz olur. Müşterinin yazdığı ilk nota 5 bin ila 8 bin dolar arası değer biçilse de 2017 yılında yapılan açık artırmada not 1,56 milyon dolara alıcı bulur. 

Notları yazan kişi, konferans turu sebebiyle Japonya’ya uğrayan Albert Einstein’dı. Ünlü bilim adamının aynı yıllarda etkilendiği İtalyan, genç bir kimyagere yazdığı notun 6 bin dolara satıldığı düşünüldüğünde kuryenin yeğeninin oldukça şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Belki de şimdiye kadar ki en değerli bahşiştir Einstein’ın verdiği. Tarihinin en önemli bilim adamlarından birinin, bazılarına göre en önemlisinin, elinden mutluluğun formülü. 

Nobel Fizik Ödülü almış bilim adamının sansasyon dolu bir hayatı vardı. Ancak mutluluğun sade ve basit bir yaşamda olduğunu belirtmişti. Belli ki sahil kasabasında küçük bir balıkçı lokantası işletme hayali sadece bizlere özgü değil.  Einstein bu notu yazdığında 43 yaşındaydı. Kendisi bilmese de önünde sakin ve mütevazı bir hayat için 33 yıl daha vardı. Ancak ünlü bilim adamının kalan ömründe de bu tarz bir hayatı tercih ettiğini söyleyemeyiz. Peki neden? Neden mutluluğun formülünü bir not kâğıdına yazacak kadar iyi bilen bir bilim adamı, bu formülü kullanmaz? Mutlu olmak mı istemez? Yoksa içinde bulunduğu durumdan sıyrılıp sessiz ve sakin bir hayata geçiş için imkân mı bulamaz? 

Einstein, kuryeye verdiği ve 240 bin dolara alıcı bulan ikinci not kâğıdına “irade varsa yol da vardır” yazmıştı. Buna göre irade varsa yol da olmalıydı. Belli ki Einstein bu iradeyi göstermemişti. İnsanoğlu doğrunun ne olduğunu bilse bile bunun için irade göstermek ayrı bir maharet gerektirir. Tarihin en iyi bilim adamı için bile... 

1990 yılında üniversitede çift anadal yapan ve üniversiteyi derece ile bitiren Christopher Johnson McCandless adlı bir öğrenci, yüksek lisans eğitimi için verilen yaklaşık 25.000 dolarlık bursu açlıkla mücadele eden bir vakfa bağışladı. Ve modern yaşamdan, teknolojiden izole bir hayat yaşamak istediğini belirterek doğaya yolculuğa çıktı. Yapım yılı 2007 olan “Yabana Doğru” adlı film bu gezginin hayatını konu alır. Gezgin genç yaşta ölmesine rağmen ardında şöyle bir not bırakmıştı. “Mutlu bir hayat yaşadım ve bu yüzden Tanrı'ya müteşekkirim. Hoşça kalın, Tanrı sizi korusun.” 

Einstein haklıydı, irade varsa yolda vardı.