Türk Mühendis ve mimar odaları birliği (TMMOB) tüzel kişiliğe sahip, Anayasada tariflenen kamu kurumu niteliğinde, 24 Farklı meslek odası ve 423.360 üyesi bulunan bir kuruluş/örgüt.
Ülkemizin teknik ve sosyal açıdan iyi yetişmiş mühendis kadrosunu bünyesinde bulunduran bir "Non-governmental" meslek örgütü.
Ancak teknik yönü kuvvetli TMMOB, rakiplerine üstünlük kurmada genelde fizik gücüne dayalı oyun anlayışını benimsemekte, sürekli efor harcamakta ve güç kaybetmekte. Oysa Barcelona gibi topa daha çok sahip olup, güçlü olduğu teknik yönünü kullanmayı öncelikli denemeli değil mi?
Mevcut taktiksel anlayış ile bırakın Avrupa’yı, ulusal lig şampiyonluğu bile kazanılamaz.
TMMOB 1954 yılından beri var olan makyajını hala yenileyemedi.
TMMOB sorgusunun toplumdaki yansıması ise; eylem, yürüyüş, muhalefet ve kırmızı...
Bunca taraftarı olmasına rağmen, final maçına dahi rağbet edilmemesi de ayrıca düşündürmeli yöneticileri.
Örgüt için demokratik hak ve özgürlükleri istemede "Şahin", kendi paydaşlarına dağıtım da ise Molierein "Cimri" oyununu sahnelemekte.
Kendi için "Çoğulcu" ve "Çoğunlukçu" demokrasi anlayışı arasındaki ikilemi sorgulamada aslan, paydaşlarına uygulamada çocukluk kahramanımız "Heman'in güç bende artık" rolünü üstlenmekte.
Merkezi örgütün etki ve yetkisinin kaldırılmaması için birliktelik ve "örgütüne sahip çık" davetleri, yerel paydaşları yetkisiz ve etkisiz kılan bir yönetim anlayışı ile ne kadar sürdürülebilir?
Gök kuşağının renklerine türkü yakmak, ama siyah ile beyazın arasındaki "GRİ"nin de ayrı bir renk olduğunu anlamamak...
Sanki bir yalnızlığa gidiyorsunuz...Biz beraber yaşamak isterken delicesine
"Kral çıplak" söylemini, KORO yaparsanız Türkiye duyar, SOLO yaparsanız siz çalar, siz söylersiniz...