Hatayspor, "Çıkmayan candan umut kesilmez" misali, Trabzonspor karşısında ortaya koyduğu futbol ve aldığı galibiyet ile tebrik edilmeli. Trabzonspor’da koşan, mücadele eden, pres yapan, adam markajı uygulayan ve paylaşım yapan sadece bir-iki oyuncu vardı. Savunmada Batagov ile genç Arif Boşluk ellerinden geleni yaptılar. Ancak Trabzonspor, kendi evinde savunma ağırlıklı Batista Mendy ve Okay Yokuşlu gibi ön liberolarla oynarken sahada eksiklik hissedildi.

Sahadaki oyuncuların sadece formaları belliydi, ancak futbol kimlikleri Trabzonspor’un misyon ve vizyonunu temsil etmiyordu. Oyundan çıkan oyuncuların yerine girenler ise onlardan daha kötü performans sergiledi. Hele ki Cham isimli futbolcu… Günlerce, haftalarca, aylarca peşinde koşulmuş, çok yüksek bir ücretle transfer edilmiş ama ayakta duramıyor, topa vuramıyor, korner atışında topu ceza sahasına bile gönderemiyor.

Futbol şansı bu sezon Trabzonspor’un yanında olmazken, Hatayspor’un ikinci golünü atan oyuncu o şutu 50 kez denese yine de kaleye gitmezdi. Ama futbol böyle bir oyun; umulmayan taş, baş yarar. Okay’ı ön libero olarak sahaya süren Güneş, daha sonra bu oyuncuyu Batagov’un yanına çekerek Lundstram’ı öne çıkarmaya çalıştı. Ancak bu hamle etkili olmadı. Dragus’un pasıyla buluşan İngiliz oyuncunun topu kaleye göndermek yerine auta atması, kaçan en önemli gol pozisyonlarından biriydi.

Bir gerçek var ki, rakip hangi durumda olursa olsun eğer küçümserseniz cezasını çekersiniz. Hatayspor da Trabzonspor’a ağır bir ceza kesti. Bordo-Mavililer’de sular iyice ısındı; neredeyse 100 dereceye ulaştı.

Ara transfer döneminde yapılan hamleler Trabzonspor’a fayda sağlamadı. Fırtına’nın en büyük eksiği, orta sahada iki yönlü ve hücuma dayalı oynayacak kaliteli oyuncuların eksikliğiydi. Bana göre Zubkov da Sikan da hatalı transferlerdi. Orta sahada lider bir oyuncunun bulunmadığı Trabzonspor, Hatayspor karşısında boyun eğerek hayal kırıklıklarını sürdürdü.