Sondan başlayayım.

Yenilmek hazmedilir.

Mesela gününde olmazsın, kötü oynarsın, bir iki farkla yenilirsin.

Bunu herkes kabullenir diye düşünüyorum.

Ancak maçın büyük bölümünde üstün oynayıp tüm istatistiklerde rakipten çok çok iyiyken, hele ki 2- 0 geriden gelip 2-2’yi bulduktan sonra öne geçeceğim düşüncesi sonrası üç gol yiyip 5-2’lik skorla mağlup olmak hazmedilir türden değil.

Son şampiyonsun, geçen sezon ligin en az gol yiyen iki takımından birisin, bu sezonda ligin ilk iki maçında kalende gol görmemişsin ama bir maçta kalende 5 gol birden görüyorsun.

Bunu anlamak çok zor…

Evet, Abdullah hocanın da dediği gibi futbolda bunlar var ama bence bu biraz fazla.

Bir yerde yanlış’lar’ olduğu çok açık. Kendisi de bu yanlışları görüyordur ve kısa zamanda düzeltecek olan da o dur.

Bu yenilginin ilk ve son olması dileğiyle, ligin başı ve telafisi de vardır diyerek önümüze bakalım.

Kötü bir maç geride kaldı ve buna takılı kalamayız.

Çünkü önümüzde Şampiyonlar Ligi play-off rövanş maçı ve ardından Akyazı’da Galatasaray derbisi var.

Öncelik devler liginde gruplara kalmaktır.

Bu anlamda Antalyaspor mağlubiyetinden gerekli dersler mutlaka alınacaktır ve Çarşamba günü Akyazı’da Kopenhag ile oynanacak maça Trabzonspor daha güçlü çıkacaktır.

Daha önce de Trabzonspor böyle mağlubiyetler yaşamıştır ve düştüğü yerden çıkmasını bilmiştir.

Büyüklük de zaten bunu gerektirir.

Bakıyorum maç sonrası özellikle sosyal medyada birçok futbolseverin yanı sıra spor yorumcuları yönetimi ve Abdullah Avcı’yı ağır şekilde eleştirmeye başlamış.

Ya biraz insaf...

Evet, kimse bu yenilgiyi kabullenemiyor.

Herkes üzgün.

Ama unutmayın Ahmet Ağaoğlu göreve geldikten sonra Trabzonspor 4 kupa kazandı.

Üçünde takımın başında Abdullah Avcı vardı.

Öyle bir yenilgiyle hemen yıkıp geçmek doğru değil.

Hani Avcı camiaya sabrı öğretmişti.

Durun bakalım daha sezonun başı.

Camia yönetime, hocaya ve takıma sahip çıkmaya devam etmeli.

Geçen sezon olduğu gibi iyi günde de kötü günde de kenetlenmeli.

Sakin kalmakta fayda var! 

***

KİME GÖRE NEYE GÖRE?

Antalyaspor karşılaşmasında Trabzonspor için şanssız dakikalar yaşandı.

Direkten dönen toplar gibi, net gol fırsatları gibi...

Bunlar futbolun içinde var.

Gol kaçacak, hata yapacaksın ama göz göre göre de hak yemeyeceksin.

Ama gel de bunu Antalyaspor maçını yöneten Volkan Bayarslan’a ve VAR’ın başındaki Serkan Tokat’a anlat. İkili müthiş maç çıkardılar!!!

Bakasetas’ın ceza sahası içinde itilmesine, Hugo’nun yaka paça formasından çekilmesine ve son bölümde Bartra’ya yapılanları görmezden geldiler.

Pozisyonları maç sonrası tekrar tekrar izledim.

Kendi görüşümü paylaşmayacağım. Hakem hocalarını (diye geçinenleri) dinledim.

Adeta komedi filmi izledim! Ya 3 hakem hocası aynı masada oturuyor birinin görüşü diğeriyle örtüşmüyor.

Bunun kuralı yok mu? Kurala göre niye konuşmuyorlar.

Bana göre öyle bana göre böyle. Öyle bir şey mi var.

Ceza sahası içinde topa yükselen oyuncuyu formasından çekip düşürmek penaltı değil midir?

Anlaşılan bu sezon da sizden çok çekeceğiz.