Puan cetvelinde sıralamada yukarıdaki bloğa yerleşmek, kazanma devamlılığı sağlamak ve mental olarak rahatlamak açısından belkide en kritik maçlardan birisini oynadı Trabzonspor. Sonuç olarak baktığımızda hem oyuncu kadrosu, hem de Fatih Hoca hedefi yakalayarak çıktı Alanyaspor müsabakasından.
2.5 gün önce zorluk derecesi yüksek bir final maçından sonra bazı oyuncuları dinlendirmek zorunda kalarak rotasyon
mecburiyetinde oynanan bu maçta, takım halinde mücadelenin diğer maçlardan aşağı kalır yanı yoktu. Dinlenmiş halde gelen Mendy'nin vasat altı performansına rağmen, korakor mücadeleden kaçmadı hiç bir oyuncu. Özellikle ilk 45 dakikada bireysel hatadan kaynaklı tek pozisyon ve "VAR ikramı penaltı" dışında kalesinde tehlike görmeyen Trabzonspor, attığı goller bir yana bir o kadar da net pozisyon üretti. Rakip kalede bulduğumuz tüm pozisyonlar tekrarı bolca yapılmış hücum organizasyonlarının ürünüydü.
Maçın ikinci devresi, ilk periyot kadar mutlu etmese de oyunun belli bölümleri yinede tatmin edecek kadar olumlu idi. Zaman zaman dağınık takım görüntüsü izlemiş olsak da, bunda rakibin ligdeki konumu ve kaybedecek bir şeylerinin olmamasından kaynaklı son gayret icgüdüsünün de etkisi olduğunu düşünüyorum.
Ugurcan'ın bireysel hatasıyla gelen gol farklı yorumlarıda beraberinde getirdi. "Uğurcan'ın lakayt tavrı gole sebep oldu" cümlesi benim nazarımda gülümseten bir cümledir. Ülkenin açık ara en iyisinin, topu oraya oynaması da çalışılmış parçanın sonucudur.Bir eleştiri olacaksa bu hoca üzerinden devam eder. Ki hocada sorumluluğu üzerine alacak açıklamayı yapmıştır.
4 gol atarak kazanmak güzel ve önemlidir. Ama şartlar ve olumsuzluklar ne olursa olsun, Trabzonspor sahasında 3 gol yiyerek kazanıyorsa, buradan alınması gereken dersler vardır. Son dakikada rakibin içeriye sokamadığı top gol olsa, faturanın ne kadar büyük olabileceği hepimizin malumudur. Böyle maçlarda girilen pozisyonları skor yapma konusunda karavana oranı bu kadar yüksek olmamalıdır. Oyunu erkenden kopartıp, rakibin gardını düşürmek gerekir.
Batagov, Mustafa, Zubkov üçlüsünün istikrarlı performansı devam ederken, bu isimlere iyi performans vererek eklenen başka oyuncuların olduğunu gördük. Özellikle Sikan başta olmak üzere, Pedro Enis ve Visca takım oyununa büyük katkı verdiler.
Enis süre aldığı periyotta, mücadelesi, istek ve arzusu ile benim büyük beğenimi kazandı. Keza Lundstram ve Arif çıkan oyuncuları aratmadılar.
Kupada finali gören Fatih hoca ve oyuncu grubu ile uzun zamandır rahat maç izleyemeyen camia, sırtını arkaya yaslayarak maç izlemenin keyfini yavaş yavaş sürmeye başladı. "Bu takım A.demirden başka hiç bir rakibe karşı favori olamaz" umutsuzluğundan gelinen noktaya bakıldığında, bir çok şeyin olumlu seyrettiği konusunda hem fikir olduğumuzu düşünüyorum.
Bu konuda benimle hemfikir olmayan arkadaşlara saygı duymakla beraber sormak isterim,
"Seri" kelimesi size ne hatırlatıyor?
Pardon, "seri" derken, bitişiğinde "galibiyet" olanından bahsediyorum...
Kalın sağlıcakla...