Bu çok önemli ve ciddi sorunun cevabı, aklı başındaki her insan için Deprem İstanbul olmalıdır. Çünkü: İstanbul çok büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya. Bilim insanları, özellikle Marmara Denizi’nde 7’nin üzerinde bir depremin olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu yıllardır söylüyor. Depreme hazırlık, doğrudan insan hayatıyla ilgili. On binlerce, belki yüz binlerce insanın canı söz konusu! Kanal İstanbul ise daha çok bir ekonomik ve stratejik proje. İster yaparsınız, ister yapmazsınız; acil bir “hayat memat” meselesi değildir.    

Ayrıca, depreme karşı yapılacak yatırımlar (bina güçlendirme, kentsel dönüşüm, acil müdahale altyapısı vs.) çok daha doğrudan ve halkın günlük yaşamını ilgilendiriyor. Bazı önemli uzman görüşlerinden örnekler vererek, durumun aciliyetini ve tehlikesini daha iyi anlayabiliriz; Şöyleki; Prof. Dr. Naci Görür (Yer Bilimci): Defalarca “İstanbul’da büyük bir deprem bekliyoruz, zaman daralıyor” dedi. Kanal İstanbul hakkında da uyardı: “Kanal İstanbul yapılırsa hem yeni bir yapılaşma artışı olur hem de deprem riski daha da büyür.” Ona göre, önce İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirmek gerekiyor, yoksa büyük can kayıpları kaçınılmaz. 

Prof. Dr. Celal Şengör (Jeolog): “İstanbul için depremin saati işliyor. 2040’a kadar 7 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor” dedi. Celal Şengör, Kanal İstanbul’u bir “facia” olarak değerlendiriyor ve “Depreme hazırlık yapılmadan böyle bir projeye girişmek akıl dışıdır” diye çok net uyarılarda bulunuyor.    

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü: Yaptıkları bilimsel çalışmalar, İstanbul’da beklenen depremin 7.2–7.6 arası olabileceğini gösteriyor. Riskin özellikle Avrupa Yakası’nda ve Marmara kıyılarında çok yüksek olduğu söyleniyor. Dolayısıyla İstanbul’un tüm kaynaklarının, öncelikle yapı stokunun güçlendirilmesine, halkın bilinçlendirilmesine ve acil müdahale altyapısına ayrılması gerektiğini belirtiyorlar.    

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Raporları: İBB’nin yaptığı son çalışmalar da, İstanbul’daki binaların %20’sinden fazlasının ağır hasar riski taşıdığını ortaya koyuyor. Yani her 5 binadan 1’i, büyük bir depremde çok ciddi hasar alacak ve çökme ihtimali var. 

Buna göre; tüm bilim insanları ve teknik raporlar, ortak bir noktada buluşuyor: “İstanbul’da öncelik deprem olmalıdır. Kanal İstanbul gibi projeler, deprem riski ortadan kalktıktan sonra tartışılabilir.” 

Kesin kanaatimiz şudur ki; İstanbul’un önceliği, kesinlikle depreme hazırlık olmalı! Başka türlü bir öncelik sıralaması, hem bilimsel hem vicdani açıdan büyük risk taşır. Yarın çok geç olabilir! Her vatansever Türk insanı gibi, göz göre göre, İstanbul’un, “toplu mezarlık olmasını” asla istemiyoruz.