Yeni sezonun başlamasına sayılı günler kala Trabzonspor, yüksek irtifalı Erzurum kampını da tamamlamış, yaz kampının üçte ikisini de bitirmiş durumdaydı.
Tabii ki yeni sezon demek, yeni transferler de demek olduğu için Trabzonsporlu taraftarlar da bu yeni sezonda kendilerince haklı olarak yeni isimleri takımda görmek istemektedirler.
Gerçek olgular, gerçek pozisyonlar ve “transfer realitesi” denilen bir durum ortada varken, her şeyden de öte Trabzonspor finansal gerçeği ortada dururken yeni transferler için hemen her gün tüm platformlarda ve gazete ile televizyon köşelerinde Trabzonspor’un mutlaka transferler yapması gerekliliği üzerinden gerek Fatih Tekke’ye gerekse de Başkan Ertuğrul Doğan’a yapılan salvo atışlar ne derece doğru bilinmez ama üç senedir tekrar edilen bir sekiz numara eksikliğinin devamlı suretle zangoç tokmağı gibi yönetimin başının üstünde sallanması pek de istenilen bir durum olmasa gerek.
Buna mukabil hemen herkesin ortak kanısı olan iki orta (biri sekiz, diğeri süpürücü altı) saha elemanı ile bir sol açık, bir de sol stoper eksikliği transfer dönemi daha başlamadan takım üzerinde kesinlikle tamamlanması gereken boşluklar olduğu söylenilse bile, yönetimin çok ilginç bir şekilde iki forvet, bir de sağ bek gönderip iki forvet, bir sağ bek alması, üç transfer yapılmasına rağmen yine de “elde var sıfır” durumunu oluşturmuştur.
Ligin başlamasına iki hafta kala, hâlen daha yukarıda zikredilen boşlukların doldurulamamış olması, dolaysız bir şekilde taraftarın heyecanını ve de umutlarını yeni sezon için daha temmuz ayında söndüren etkenler olmuştur.
Bunun etkilerini de satılan kombine biletler üzerinde görmek de mümkün. Ligin başlamasına sayılı günler kala satılan kombine sayısı henüz sekiz binin birkaç yüz üstünde.
Her ne kadar taraftarımız üst segmentte, üst kalite bir sekiz numarayı takımda bu kadar çok görmek istese de örnek olarak da devamlı bir suretle Hamsik detayını her fırsatta yönetime sunsa da Hamsik’in bir sezon önce Çin’de oynayıp oradan Kuzey ülkelerinden birinden gelme gerçeğini de göz ardı ettiklerini unutmamak gerek.
Dolayısıyla Hamsik tarzında bir oyuncuyu bulmak hem çok külfetli hem de onun gibi Uzak Doğu ya da Arap ülkeleri liginden gelecek bir sekiz numaranın taraftar nezdinde ne kadar itibarı olur, ne kadar kabul görür, onu da Allah bilir.
Hamsik de bir kumardı ama tuttu. Tıpkı Sörloth gibi, tıpkı Cornelius gibi, tıpkı Onuachu ve hatta Banza gibi. Kimin nereden geldiği değil, Trabzonspor’a ne kadar katkı ve fayda sağlayabileceği önemli.
Ama Trabzonspor’da bir de U19 gerçeği var. Geçtiğimiz sezon gençler Avrupa Şampiyonlar Ligi finalisti olan bu gençlerimiz arasından eksik bölgelere çok güzel takviyeler yapılabilir.
Özellikle Avrupa kupalarında olmadığımız ve de yeniden yapılanacak bir sezonda afaki transferlerin yapılması, kanımca gereksiz ve de külfetli iştir.
Bu sezon, altyapıdan gençlerle kaynaştırılacak yarışmacı bir kadronun oluşturulması bence daha efektif ve de anlayış gösterilebilir bir durumu oluşturabilir.
Bu kadroyu oluşturabilecek ve de bir oyun aklıyla yarışmacı bir takım kimliğini ortaya koyabilecek Fatih Tekke’ye güveniyorum.