Bir takımın şampiyonluğa ulaşmasını, yaptığı süper transferler mi sağlar yoksa bunun altında başka nedenler mi yatar?
Ya da ne kadar çok pahalı transferler yaparsa ve de ne kadar çok futbolcu satın alırsa o kadar kolay ve de çok şampiyon mu olur?
Bir takımın şampiyon olması için mutlaka ve de mutlaka sahanın her bir bölgesine o bölgenin en iyi futbolcularını satın alması mı gerekir?
Tarih, geçmiş, futbol hafızası durumun hiç de böyle olmadığını devamlı suretler halinde bizlere tekrarlayarak göstermiş olduğu halde bu durumlardan ve süreçlerden hiçbir şekilde ders alınmadığını da ne yazık ki acı tecrübeler içerisinde de yaşatmıştır?
Transferlerde çok para harcayıp, bütün bölgelere de en iyi transferleri yapmak hiçbir şekilde başarının bir anahtarı asla olmadı olamadı da.
Transferlerde en çok para harcayan ya da en çok transfer yapan takım şampiyon olsaydı Avrupa’da Real Madrid, Türkiye’de ise Fenerbahçe her sene şampiyon olurdu.
Doksanlı yılların başında Barcelona, Johan Cruyff’un teknik direktörlüğünde İspanya’da şampiyonluklar ve Avrupa’da kazanılmadık kupa bırakmazken aynı dönemde Real Madrid, hem transfer rekorları kırıyor, hem de en pahalı futbolcuları satın alıyor, her yıl sil baştan yeniden en değerli futbolcularla on birleri kurarken, Barcelonalı Johan Cruyff’ın oynattığı total futboluna en pahalı futbolcularıyla bir türlü çözüm üretemezken, Barcelona en basit ve yalın halinde alt yapıdan ve Bask Bölgesi’nden getirdiği oyuncularla futbolunu oynarken, sıradan futbolcularını bile futbol yıldızı yapıyordu.
O yüzden pahalı transferler ve çok transfer hiçbir zaman çözüm ve sonuç odaklı olamamıştır. Olmamıştır.
Süreci sağlayan, geliştiren ve de değiştiren her zaman akıllı bir oyun kurgusu, çağdaş futbol kültürü ve zeki bir oyun aklı olmuştur.
Oyun kurgusu, bilgisi ve de çağdaş bir futbol oyun kültürün yoksa kimleri alırsan al kimleri transfer edersen et hiçbir şekilde başarıyı yakalayamazsın.
Bu açıdan bakıldığında tarih, her zaman akıllı futbol oyununu ve çağdaş oyun kültürünü sahaya doğru futbolcularıyla koyan takımların kazandığını göstermiştir.
Bu bakımdan geçen sezon takımın içerisinde eksik bölgelerin dışında yapılan bu seneki transferler Trabzonspor için pek de kötü sayılmaz.
Zaten çağdaş bir oyun aklını eldeki mevcut futbolcularıyla sahaya sürmeye çalışarak yarışmacı bir takım oluşturmak derdinde olan teknik direktör Fatih Tekke eldeki kadroyla neler yapabileceğini kâbus gibi geçen bir sezonda senenin sonuna doğru takımın başına gelerek taraftarlara göstermiştir.
Bu sene yapılan akıllı ve gelecek yıllara yatırım odaklı transferler hem Trabzonspor’un geleceği adına önemli birer kaynak oluşturmuş durumda hem de kulübün sürdürülebilirliği konusunda önemli referans kaynaklarını da oluşturabilecektir.
Başkan Ertuğrul Doğan’ın scouting ekipleriyle birlikte isabetli nokta atışlarla yaptığı genç ve yetenekli transferler hem kulübün gelecek döneminde kar edecek futbolcularını oluşturması açısından hem de borçsuz bir Trabzonspor oluşturma gayretleri bakımından takdir edilecek bir durum oluşturmaktadır. Bizler ise yaşanılan bu süreçte takıma ve yönetime töhmek olmaktan ziyade destek olmamız gerekmektedir.
Trabzonspor taraftarları şunu iyi anlamak zorundadır ki bu kulübün dün ve bugün yaşadığı her şey kendilerince gerçekleştirilen niyetler sonucunda oluşmuş ve oluşturulmuş sonuçlardır.
Sizlerin yaptığınız her türlü olumsuz etki bu takımın başına gelebilecek en kötü sonuçları doğurmaktadır. Kimse Trabzonspor kötü olsun diye uğraşmıyor ama sizlerin farkında olmadan Trabzon ve Trabzonspor düşmanlarının yaptıkları algı ve manipülasyonlara gelmeniz takım üzerinde en büyük kötülükleri oluşturmaktadır.
Liglerin başlamasına sayılı saatlerin kaldığı şu süreçte inanıyorum ki Trabzonspor eldeki bu kadrosuyla çok güzel sonuçlar alacaktır ve zirve yarışında da söz sahibi olacaktır. Siz bakmayın İstanbul takımlarının yaptıkları şaşaalı transferlere. Bu sene geçmiş senelere göre daha zor bir sezon geçirecekler. Demedi demeyin.
O yüzden takımınıza ve futbolcularınıza sahip çıkın.