Fındık ihracatında dünya lideriyiz. Bu kulağa gurur verici geliyor, değil mi? Ama bu liderlik sadece kâğıt üzerinde. Sahada ise ne fiyatı belirleyebiliyoruz ne de kaderine yön verebiliyoruz. Çünkü artık fındık piyasasında yerli üreticinin değil, küresel bir devin sözü geçiyor: Ferrero.

Nutella’nın üreticisi olarak tanıdığımız bu İtalyan devi, yıllar içinde Türkiye fındık piyasasında öyle bir hâkimiyet kurdu ki üretici artık ne kazanacağını değil, Ferrero’nun ne vereceğini düşünmek zorunda. Parayı bastı, doğrudan üreticiden alım yapmaya başladı. Aracılar devre dışı kaldı. İlk bakışta kulağa hoş gelebilir ama asıl amaç çok net: piyasayı tekelleştirip fiyatları kendi çıkarına göre belirlemek.

Devlet her yıl fındık için bir taban fiyat açıklıyor. Ama Ferrero o kadar rahat ki bu fiyatı dikkate bile almıyor. “Bu piyasada patron benim.” diyerek kendi fiyatını açıklıyor. Üretici ise başka çare kalmadığı için elindeki ürünü yok pahasına bu firmaya vermek zorunda kalıyor. Yerli yatırımcı yok, TMO yetersiz. Üretici yapayalnız bırakılmış durumda.

Peki bu sistemin sonunda ne oluyor?
Üretici zarar ediyor.
Emek karşılıksız kalıyor.
Fındık bahçesine giren köylü artık korkuyla giriyor.

Çünkü gübre, ilaç, işçilik, nakliye derken maliyet kazancı geçmiş durumda. Elinde kalan para, bir koli yumurtaya bile yetmiyor. Eskiden fındık ayı demek, evin tüm masraflarının karşılandığı, borçların ödendiği dönem demekti. Şimdi ise fındık, Karadenizli üretici için bir kâbus.

Ve bu yıkımın baş aktörlerinden biri hiç şüphesiz Ferrero gibi tekelleşmiş yabancı firmalardır. Ama burada suçu sadece dış güçlere atıp elimizi yıkayıp çıkamayız. Sorumluluğun bir kısmı da bizdedir.

Üretici bir araya gelip ses çıkaramadı.
Siyasilerden hesap sorulamadı.
Birlik kurulamadı, mücadele edilemedi.
Kahve köşelerinde konuşmakla yetinildi.

Artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken bir noktadayız.

Bugün bir kilo fındığın maliyeti 185-200 TL civarında. Peki, üreticiye sunulan fiyat ne? 195-200 TL. Kâr yok, aksine zarar var. Üstüne üstlük o parayı da zamanında alamıyor. Sonra git pazara, o parayla bir kilo peynir mi alacaksın, bir kilo zeytin mi, yoksa 10’lu yumurta mı?

Hadi eti, kıymayı hiç konuşmayalım. Tövbe!

Bir zamanlar fındık fiyatı, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından törenle açıklanırdı. Bugün ise sessiz sedasız, gizli kapaklı, kimsenin görmediği bir internet sitesinden geçiştiriliyor.

Üretici yorgun, TMO sessiz, Ferrero hâkim.

Fındığın patronu kim?