Trabzon’un gündeminde şu sıralar şehrin kalbine bir hançer gibi saplanan viyadükler var.

Reşadiye kavşağındaki viyadüğün yıkılması kararı sonrası, Meydan’da Tanjant Yolu için yapılan viyadüğün yıkılması için de gündem oluşmaya başladı.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; sorumlu kent hassasiyeti taşıyan herkes gibi biz de bu viyadüğün yıkılmasından yanayız.

Yazılarımızı sizlerle buluşturmamıza vesile olan Karadeniz’de Sonnokta Gazetesi de bu noktada sorumlu yayıncılığın gereği olarak haberler yaptı.

Haberler hedefine ulaştı.

Önceki gün sosyal medyadan bir canlı yayın programı gerçekleştirdik.

Konuğumuz Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’ti.

Başkan Genç, konuyla ilgili sorumuza aynen şu cevabı verdi:

“Meydan’daki o viyadüğün de kaldırılması lazım. Ben şimdi bunu da gündeme getirmek istiyorum. Meydan’daki trafik sirkülasyonu açısından bir kamu yararı sağladığı doğru. Ama Reşadiye Kavşağı bu manada da bir yarar sağlamıyor. Görüntü kirliliğinden başka hiçbir şey yapmıyor. Meydan’daki kavşağımızın kaldırılması hususunu Murat Zorluoğlu başkanımla da paylaşacağım. Çünkü orada uygun kot da var. Yeraltından rahatlıkla bir dal-çıkla birlikte Tanjant erişim yolu da açılabilir. Onu da gündeme getireceğim inşallah. Şehrin ortak doğrularını gündeme getirip onların arkasında duran bir yönetim anlayışına sahibiz.”

Altına biz de imzamızı atıyoruz.

Ancak işin başka bir boyutu var.

Yıkmak kolaydır da yapmak zordur.

O viyadüklerin yapılması için milyonlarca lira para harcandı.

Yazık değil mi bu paralara!

Bu projelerin altında imzası olanlar, inatla yapılmasını savunanlar bir bedel ödemeyecek mi?

Tabi ki ödemesi gerekir.

Günümüz Türkiye’sinde ödenir mi?

Tabi ki hayır.

Olan bu devletin emeğine ve parasına olacak.

Çünkü projeleri artık kurumlar değil müteahhitler hazırlıyor.

Sonra da kurumlara dayatıp ihale edip paraları cebe indiriyorlar.

Yapılan sonradan yıkılacakmış! Çok mu umurlarında sanıyorsunuz…

O nedenle Trabzon’u yönetenler ‘ben yaptım oldu’ mantığını bir kenara bırakmalı, sözde kalan ‘Kenti birlikte yöneteceğiz’ olgusuyla hareket ederek, şehre bilimsel projeleri kazandırmalıdırlar.

Siyasallaşan oda ve STK’lar kendilerine artık çekidüzen vermelidir.

Basın önünde başka huzurda başka konuşmamalıdır.

Kısacası dün söylediğini bugün de söyleyebilen Ahmet Metin Genç gibi cesurlara ihtiyaç vardır.

Sayıları artmalıdır.