Bu kadar yoğun ve mutsuzluk üreten Türkiye ortamından biraz uzaklaşalım istedik. Bizim kuşak, zaten çok yoğun siyasal çalkantıların ve kavgaların yaşandığı bir dönemden geçti. Haklı-haksız hiç birimizin, o bunalımlı ve çatışmalı döneme dönme gibi bir isteğimizin olduğunu düşünmüyorum. Hatta o dönem devlet anlayışına çokta kırgın olduğumuz hepimizin ortak görüşüdür.

Hayatımızın en delişmen çağlarını- sözüm ona- vatanı kurtarmak için harcarken; birde baktık ki “dede “olmuşuz! Yani kendimizi kurtarmak zorunda kaldığımızı daha yeni yeni anlamaya başladığımız duygusal bir döneme girmişiz! Sessizce farkına bile varmadan, eşiğinden içeri girdiğimiz bu yeni hayatımızda bizim için en büyük mutluluk, artık her birimizin, birer-ikişer dünyalar güzeli torunlara sahip olmamızdır.

Öyle inanıyorum ki, çoğumuzun torunu da bu yıl ilkokulun birinci dönemini bitirerek gençlik çağına doğru kanat açmışlardır. Bizim yaş gurubumuz dedelerin yüksek müsamahalarına sığınarak, bütün dedelerin bu yeni nesil torunları için içlerinden geçirdikleri duyguları, kendi torunum için kaleme aldığım aşağıdaki şiirde ifade ettiğime inanıyorum. Bütün dedelerimizi bu vesile ile selamlıyor, bu duygusal şiirimizi hissederek okumaya davet ediyorum.

UÇMAYA HAZIR KELEBEĞİM

Sen ne zaman büyüdün bu kadar gözümün ışığı!

Pır pır uçmaya hazır kelebeğim;

Nasıl da taşıdı bu güne bizi zaman,

Bebeklik, ilk adımlar, derken şimdi de ilkokuldan mezuniyet,

Kaç kelebek kozasından çıkıp uçtu sonsuz maviliğe,

Kaç tomurcuk çiçek oldu sen büyürken bildin mi?

Nineler yerini, doyumsuz sevgilere;

Sevgiler hasretlere,

Hasretler sabırlara taşımış,

Küçücük gönül dünyandaki heyecanları, nasıl duymaz bu yorgun yürek!

Nasıl beklemesin ki; iki kolunu açıp, sevenlerine koştuğun anları,

Bu anlar ömrün, örümceğin ipini dallara sardığı gibi,

Sabırla dokunup, sevgiyle örüldüğü hayat değil mi?

Bu hayat ki, senin gibi içinde uçmayı bekleyen binlerce kelebek kozasının,

Uçmağa hazır bayram günü gibi,

Bizlerde haykırıyoruz daha önce yetiştirdiklerimizin arkasından,

Davudi bir sesle seslendiğimiz gibi;

Uç ey kelebeğim uç,

Hayat güzel, hayat mavi hayat senin;

Yeter ki kanatların dikenli tellere takılmasın,

Bil ki bütün duamız sanadır, Bil ki; bütün gönlümüz seninle…