Türkiye İskandinav ülkeleri gibi nasıl olabilir?
İskandinav ülkeleri (Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya ve İzlanda), yüksek yaşam standardı, güçlü refah devleti ve demokratik değerleriyle dikkat çeker. Türkiye’nin bu seviyede bir refah ve sosyal adalet sistemine kavuşabilmesi için hem yapısal hem de kültürel bazı dönüşümlere ihtiyacı vardır.
İskandinav ülkeleri, kişi başına düşen Ar-Ge harcamaları ve eğitim kalitesiyle dünyanın önde gelen bölgelerinden biridir. Öğrenci merkezli, sorgulamaya dayalı, eleştirel düşünceyi teşvik eden bir eğitim sistemi, sosyal ve ekonomik gelişmenin temelini oluşturur. Türkiye’de de eğitim sisteminde uzun vadeli bir planlamaya gidilmeli, “ezber” yerine “analitik düşünce” desteklenmeli, itaat kültürü yerine; sorgulama, soru sorma ve özgür düşünce hakim kılınmalıdır.
İskandinav modelinde, vatandaşların eğitim, sağlık, işsizlik sigortası gibi temel hakları devlet tarafından desteklenir. Vergi oranları yüksektir ancak bu vergi gelirleri topluma hizmet olarak geri döner. Türkiye’de vergi sisteminin adil şekilde düzenlenmesi, kayıt dışı ekonominin azaltılması ve sosyal güvenlik ağlarının güçlendirilmesi önemlidir. Ayrıca, gelir eşitsizliği ve bölgesel farklılıklar üzerinde etkin politikalar uygulanmalıdır. Bu politikalar ve uygulama gereklilikleri, siyasi partilerin seçim sloganı ve vaatleri olmaktan çıkarılmalıdır.
İskandinav ülkeleri, şeffaf yönetim ve güçlü kurumlar sayesinde yüksek düzeyde demokrasi ve hukukun üstünlüğü prensiplerini uygulamaktadır. Yolsuzlukla mücadele, bağımsız yargı ve özgür medya, bu sistemin temel direkleridir. Türkiye’de de yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, basın özgürlüğü ve şeffaf bir kamu yönetimi anlayışı, toplumsal güvenin artmasında belirleyici olacaktır. Bu gün içinde bulunduğumuz ve tartışmalarından yorulduğumuz hususlar tamda bunlardan ibarettir.
İskandinav ülkeleri, temiz enerji ve çevre dostu teknolojiler konusunda örnek teşkil eder. Türkiye, coğrafi ve iklimsel avantajlarını kullanarak yenilenebilir enerji kaynaklarına (güneş, rüzgâr, hidroelektrik) daha fazla yatırım yapmalı, şehir planlamasında sürdürülebilir ulaşım ve yeşil alanlara önem vermelidir. Bu politikalar, uzun vadede hem ekonomik kazanç hem de sağlıklı bir çevre sunar. Bu çağdaş uygulamalar, belediyeleri eline geçiren farklı siyasi partilerin rant alanına dönüştürülmemelidir.
İskandinav toplumlarının sosyal kültüründe eşitlik, bireysel özgürlük ve toplumsal sorumluluk vurgusu ön plandadır. Kadın istihdamı ve kadın erkek eşitliği, toplumsal hayat için önemlidir. Türkiye’de bu alanlarda yürütülen çalışmalar güçlendirilmelidir. Kadınların iş gücüne katılımı, çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve farklı kesimler arasında diyalog kültürünün geliştirilmesi, toplumsal bütünleşmeyi artırır.
Türkiye’nin İskandinav ülkeleri seviyesine ulaşması, kapsamlı reformlar ve toplumsal bilinç değişimi gerektirir. Eğitimden vergi sistemine, hukuktan çevre politikalarına dek bütüncül bir dönüşüm vizyonu benimsenmelidir. Sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refah hedefi, ancak uzun soluklu ve istikrarlı politikalarla gerçekleştirilebilir. Akşamdan sabaha değişen kararlar, ben yaptım oldu anlayışları, ben ne dersem hukuk da onu söyler adaletsizliği, refah toplumu olmak için, yürümemiz gereken yolun daha çok uzun olduğunu gösteriyor.