Doğa cenneti, turizm merkezi, süt ve süt ürünlerinin üretildiği yaylaların bulunduğu Hamsiköy’de planlanan taş ocağı yapımından vaz geçildi.

Hamsiköy halkının yoğun itirazı ile karşılaşılan taş ocağı yapımından vazgeçilmesi ortak aklın sağduyunun kazanımıdır.

Büyükşehir Belediye Başkanı’na aldığı bu karardan dolayı teşekkür ediyoruz.

Aslında Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu dört konuda kamuoyunun sesine önerilerini makul bularak düzenlemeler yaptı.

Ganita'nın özgün hale getirilmesi, Maraş Caddesi'nin trafiğe kapanması, Gülcemal Projesi'nin revize edilmesi ve Hamsiköy'deki taş ocağının iptali.

İstişare, kamuoyu ve bilimin sesine kulak verme, getirisi ile gideri arasındaki hesabın yapılması bizi her zaman doğruya yöneltmiştir.

Hamsiköy gibi turistik bir doğa cenneti yörede taş ocağı yapma fikrinin oluşması üzücü idi. Alınan karar Hamsiköy halkını olduğu kadar turizm dünyası ile tüm doğaseverleri sevindirmiştir.

Şimdi Hamsiköy için hayvancılığı, yaylacılık ve ona bağlı olarak süt endüstrisini ve tabi ki turizmi geliştirme zamanı.

Hamsiköy muhtarları ve yöre halkı ile birlikte Maçka Belediye Başkanı’nın da taş ocağı yapılmaması yönündeki kararlı duruşları bu güzel sonucun alınmasında etkili olmuştur.

Konuyu gündeme taşıyan Karadeniz'de Son Nokta Gazetesi de sorumlu gazetecilik yaparken Trabzon’un tüm değerlerine sahip çıkma adına köşemde yazdığımız uyarıcı yazıların da bu sevindirici gelişmede bir nebze de katkısı olmuşsa kendimizi mutlu sayarız.

Aklın yolu bir, bu tür olumsuzlukların bir daha yaşanmaması dileğimizdir.

***

TRABZON’DA PARİS MODA MERKEZİNDEN MEZUN TERZİLER
Yaşı 60’ın üzerinde olan erkek kadın her Trabzonlu şu sözü duymuş ve gözlemlemiştir: Moda Paris’te doğar sonrasında İstanbul’a gelir, Trabzon’da yaşar.

Trabzon en iyi giyinen modayı yakından takip eden bir şehirdi her zaman.

Moda derken şimdiki gibi ne giyersen odur moda anlayışı değildi tabi ki o zamanlar modadan anlaşılan.

Ev kıyafetinin başka sokak kıyafetinin, düğün toplantı, sinema tiyatro konser gibi sosyal ve resmî etkinliklerin de bir başka olduğu günlerden söz ediyorum.

Bir kot bir tişört rahatlığını hiçbir şeye değişemediğimiz bugünlerde büyüklerimiz Trabzon'da sinemaya giderken bile giyim ve kuşamına çok dikkat ederdi.

Hazır konfeksiyon elbiselerin henüz ortalığı kaplamadığı, herkesin aynı kalıba sokulmadığı yıllarda çok özel kumaşlardan özel elbiseler diken kadın erkek terzilerimiz de zamana yenik düştüler.

Elbise alınmazdı o yıllar.

Kumaş alınır, elbise diktirilirdi.

Her mahallenin terzi kadınları olduğu gibi kumaşını da satan ve adına tüccar terzi denen terzihaneler vardı.

Trabzon’da çıkan gazetelere 1930/1940 'lı yıllarda ilanlar verirdi terziler.

Kadın erkek, memur, muallim, zabitan her mesleğe uygun giysilerin dikilebildiği terzihanelerde Paris moda merkezi terzilik mezunu olanlar da vardı.

Eski Trabzon gazetelerinden birinde yer alan ilanda Kunduracılar Caddesi’nde faaliyette bulunan Azmi Terakki Müesesesi her zevke uygun kumaş ve dikimle müşterilerinin hizmetinde olduğunu belirtiyordu.

Trabzon Vakfı Kadın Platformu tarafından Trabzon’un kadınının giyim kültürünü anlattığı, “Tarihi Süreçte Trabzon Kadınının Giyinişi Albümü- Moda Hep Vardı” adlı kitapta da tarihi süreç içinde Trabzon'un giyim kuşamına dair örneklerine baktığımızda Trabzon'un kendi yerel giysilerinin yanı sıra uluslararası tarz giyime ta 18.-19. Yüzyıl’dan itibaren aşina olduğunu görmekteyiz.

Bu yönüyle de Trabzon, bölgesine örnek olmuştur.

Trabzon’da yayınlanan yerel gazetelere reklam olabilecek kadar kapasiteye sahip zamanın terziliğinin günümüze meslek olarak dahi kalmayışı çok üzücü.

Yıllar ve teknoloji artık kişiye özgü giyim tarzını terzilik sanatıyla birlikte yok etmiştir.

Şimdi hepimiz  aynı mağazalardan, AVM’lerden alınmış ceket, gömlek,etek, kaban, palto ile Trabzon sokaklarında gezinip duruyoruz.

Şöyle bir bakalım, görebilecek miyiz eskilerin deyimi ile “nevi şahsına münhasır" giyim tarzı ile Uzunsokak'ta yürüyen bir hanımefendi ya da beyefendi?

1800’lü yıllarda ipek fabrikasının bulunduğu, keten dokumanın yaygın olduğu, Trabzon doğumlu Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın Trabzon dokuması fanila giydiğini de belirterek ah Trabzon ah diyelim.

NOTALARIN EFENDİSİ BESTEKÂR HAFIZOĞLU
Güfte Gazi Mustafa Kemal  Atatürk, beste Özdemir Hafızoğlu; böyle bir anons duydunuz mu hiç, salonda ya da TV başında Türk Sanat Müziği konseri dinlerken.

Duymadınız.

Ama bundan sonra duyabilirsiniz.

Trabzon Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Özdemir Hafızoğlu tarafından güftesi Atatürk'e ait bir eserin bestelenmiş halini izleyebilirsiniz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan şiir, Özdemir hocanın notalarıyla hayata geçince, TRT repertuarlarında bir davet kurucusuna ait güftesiyle bestelenmiş eser tarihteki yerini almış oldu.

Özdemir Hafızoğlu Artvinli bir eğitimci ailenin oğlu olarak dünyaya(1959/Şavşat) gelir. İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Müzik bölümü mezuniyeti ile başlayan eğitimcilik hayatı ülkenin çeşitli illerindeki öğretmenlikle devam ederken daha sonra K.T.Ü Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyeliği ile başladığı akademisyenlik görevi bugün Trabzon Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde devam etmektedir.

Hafızoğlu, müzik dalında bir çok esere imza atarken, sadece üniversitede ders vermekle yetinmeyip, gerçek bir akademisyen olarak kentle bütünleşerek Trabzon'da kurulu Türk Sanat Müziği korolarının şefliği ve eğitimciliğini de yürütürken aynı zamanda üniversite ile kent kaynaşmasının en iyi örneğini vermekte.

Bölümünde Bireysel Çalgı Eğitimi (Kanun) ve Türk Müziği derslerini yürüten Özdemir Hafızoğlu, Akçaabat Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu ve Akçaabat Kültür, Sanat ve Müzik Derneği kuruluşu ve icra heyeti, Trabzon Liselerinden Yetişenler Kültür ve Dayanışma Derneği-Vakfı TSM İcra Heyeti ve Koro Şefliği, TRT TSM Gençlik Korosu Eğitici Hocalığı, görevlerinde bulundu. Ayrıca Doğu Karadeniz Türk Sanat Müziği Korolar Birliği’ni ve Trabzon Türk Müziği Orkestrasını oluşturdu.

Özdemir hoca bütün bu çalışmaları yaparken, Trabzon önderliğinde orkestra kurarak Türk Sanat Müziğini dünyaya tanıtma için gayret gösterse de, malum bürokratik engeller ve kent dinamiklerince desteklenip sahiplenilmemesi neticesinde bu projeyi gerçekleştirememiştir.

Ulusal seviyede birçok kurum ve kuruluşun düzenlediği müzik şölenlerindeki beste yarışmalarında hep takdir edilip ödüllerle dönen Hafızoğlu, Trabzon’da da bu tür kültürel etkinliklerin yapılmasını arzu etmekte.

Bugün 66 bestesinin TRT tarafından repertuara alınmasından da anlaşılacağı gibi çok üretken bir yapıya sahip Özdemir hoca, her yıl geleneksel olarak TLYD ve diğer kurum ve kuruluşların verdiği konserlerle müzikseverlere gerçek bir müzik ziyafeti çekmekte.

Yönettiği korosu ile birlikte salonların dolduğu konserlerindeki başarı, sevgi ve saygıya bağlı disiplinli çalışmanın ürünü olarak yansımakta.

Hafızoğlu’nun şu ana kadar, Kanun Egzersizleri ve Eğitimi, Saz Eserlerim, Saz Eserlerim ve Şarkılarım 2 adında 3 adet yayınlanmış kitabı bulunmaktadır.

TRT TSM Repertuar Kurulunda onaylanan çok sayıda saz eserleri ve sözlü eserleri bulunan Özdemir Hafızoğlu evli ve 3 çocuk babasıdır.

Halen Trabzon Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

Trabzonspor sevdasının kitleleri etkisi altına aldığı Trabzon'da kültür ve sanat dünyasının içinde böylesine üretken bir hocadan eğitim gören Trabzon Üniversitesi Müzik Bölümü öğrencileri çok şanslılar.

Bu kenti yönetenler hemşerileri olan dalında uzman kişilerden yararlanmayı düşünmelidirler.

Sadece düşünmekte kalmayıp Özdemir Hafızoğlu gibi hocalarımızın kültüre dair Türk Sanat Müziği'nin kitlelere yayılıp sevilmesine yönelik projelerine önem vermeleri gerekiyor.

Mütevazı, eğitici, halkın içinde, sevecen, iş disiplini en üst seviyede olan hocamızın korodaki öğrencilerine baktığımızda, her meslekten insanı görmek mümkün.

Hafızoğlu üniversitede kürsü sahibi bir hoca olarak, sanat aşkını başta TLYD olmak üzere diğer Türk Sanat Müziği dernekleri ve belediyelerle birlikte sürdürerek halk/üniversite işbirliğini gerçekleştiren bir eğitimci.

64 eseri TRT repertuarında yer alan Özdemir hocayı kutlamak ve önerilerine kulak vermek gerekir.