Konsolide, vadesi uzatılan borç anlamında kullanılan ekonomik bir terimdir. 

Fakat ilginçtir, son zamanlarda politik literatürde de kullanılmaya başlandı. Politikada “güçlendirmek, pekiştirmek, sağlamlaştırmak” anlamında kullanılıyor. Ve tabii ki tırnak içerisinde belirtilenin Türkçesi değil Fransızcası kullanılmaya devam ediliyor ne yazık ki!

Siyasi partiler; seçmenlerini pekiştirmek ve onları kendi kompartımanlarında sabitleyebilmek için yoğun gayret içerisindeler. Bunun yolu da, algı oluşturmak ve ötekini suçlamaktan geçiyor. Böylece safların sıkılaşacağı düşünülüyor.

Türkiye’de ki siyasi partiler rakiplerini, algı oluşturmak ve ötekini dışlamak üzerinden suçlarlar.

Ancak bağımsız bir siyasal gözlem yapılırsa, bütün siyasi partilerin birbirlerini suçladıkları bu konuda, hiç de masum olmadıkları görülür. Tabii ki amaç, seçmen geçişlerini engelleyecek sağlamlık yaratmaktır.

Ne yazık ki Tük siyaseti, bu atmosferin daralttığı koridorlarda kısır döngüdedir. Seçmenin özgür iradesine bu koridorlarda hayat hakkı yoktur. Bu yaklaşım; yerini sabitleyen ve ötekine karşı hoşgörüsünü sıfırlayan seçmen tipini yaratmış; saflar sağlamlaşmış, dişler sıkılmıştır…

Siyasi nedenlerle edinilen önyargılar, zamanla çok güçlü duygu temelleri oluşturacaktır ki beklenen de budur zaten. Artık cephe sağlamlaşmıştır. Tabi ki bu durum, entellektüel zeminin giderek yok olmasına yol açacaktır.

Bilinmelidir ki ihtiyacımız olan bu değildir, Türkiye’nin gelişimi bu zeminden beslenemez. Endişem odur ki kompartımanlarda oluşan tahammülsüzlük, kutuplaşmayı iyice keskinleştirecektir.

Siyasi kompartımanlarda oluşan hava; iletişim dünyasının keskin dilinde ve sosyal medyanın ölçüsüz saldırganlığında oksijenini giderek kaybedecektir. 

Siyasi yapılar kendi kazanımları için bu tür pekiştirme girişimlerini sıkça deniyorlar. Bu hamleler onlar için kısa vadede başarılı gibi görünse de uzun vadede onlar da bu durumun olumsuzluklarını yaşayacaklardır.  

Şüphesiz ki bu yapı; aklı, özgür iradeyi ve demokrasiyi olumsuz etkileyecek, birlik duyguları zayıflayacak ve hain arama girişimleri artacaktır.

Oysa biliyoruz ki; güzel ülkemizi bu terör batağından çıkartacak, ekonomik ve kültürel gelişmemize katkı yapacak en değerli alt yapı, hoşgörü zeminin beslediği birlik ve beraberlik duygusudur. 

Birbirimizin açığını, eksiğini aramak son dönemlerin en gözde tutumu oldu. Bu yaklaşımın İslami ve insani bir zeminin olmadığı muhakkaktır. 

***

Türkiye türkü vatanıdır.

Ancak siyasi kompartımanlar kendi türkülerinde ısrarcıdırlar.

Oysa, “aynı türkünün bülbülü olamayanlar, benzer acıların ağıdını okurlar.”