Öncelikle şunu iyice bilmek gerekir:
Bugünkü maç her sonuca açık ve her tür skorla bitecek bir maçtı.
O yüzden Trabzonspor’un hocasına ve futbolcularına bu akşam maçı kaybetti diye yüklenmemek gerek. Hatta ilk yarıdaki Trabzonspor’u ben çok beğendim.
Bence Fatih Tekke akıllılık yaparak bu akşam lig maçında yenilmiş bir takımı tekrar Çarşamba günü kupa finalinde bu Galatasaray’ın önüne çıkartmaktansa, as futbolculardan yoksun bir takımı bu akşam Galatasaray’ın önüne çıkartarak hem takımda revizyon yaptı hem yedek oyuncuları gördü hem de rakibi Galatasaray’ı şaşırtarak ilk yarı boyunca oyunu gayet de güzel domine etti.
Şans biraz da olacak. Gerçekten de bu Galatasaray’ı koruyan şans melekleri var ve bu akşam da yine onu koruduğu gibi, 43. dakikada Visca’ya yapılan hareketin sonucu Muslera’ya kırmızı kartla penaltı verilecek yerde ofsayt çalınarak meleklerin çoğunun da aslında VAR odasında olduğunu bu gece tüm Türkiye’ye gösterdi.
Bu gece çıkardığı kadroyla Fatih Tekke, lig beşinciliğinin bile bu vakitten sonra artık hayal olduğunu ama tek gerçeğin kupa finali olduğunu ifade ederek aslında tüm takımı ve taraftarı Çarşamba günkü maça hazırladı.
Ama biz gurbetteki Trabzonsporluların hayretle bakakaldığımız bir durum var Trabzon Akyazı Stadı’nda: Trabzonspor taraftarlarının bu statta takıma itici bir güç olamadığı gibi sayısal olarak hiçbir şekilde etkin ve baskın bir tribün profilini oluşturamadıklarını ne zamandır görmekteyiz.
Bunun birçok nedeni olabilir ama Anadolu futbol devrimini gerçekleştirmiş ve manen Türkiye’nin en büyük (abartısız) kulübü olan bu Trabzonspor’un taraftarı bu şekilde olmamalı.
Trabzon’daki Trabzonspor taraftarını anlayamıyoruz.