Trabzon tarihin ilk çağlarından bu yana Anadolu’da Karadeniz kıyısının en önemli liman kenti olmuştur.
Tarihin akışı içinde değişen her şartta Trabzon Limanı jeopolitik önemini korumuş, ticaret yollarınım önemli buluşma merkezidir.
M.Ö. 400 yıllarında Trabzon’a vardıklarında ülkelerine döneceklerini bilen paralı askerlerden oluşmuş Onbinler de, Ortaasya’nın Uzakdoğu’nun Hint Okyanusu’nun herhangi bir yerinde bulunan bir tacir de o yılların zor şartlarına rağmen Trabzon Limanı’nın başka dünyalara açılan bir kapı olduğunu biliyordular.
Yine Cenevizliler ile Venedikliler de Trabzon Limanı’nın önemini bildiklerinden limanda imtiyaz sahibi olabilmek adını birbirleri ile kavga etmekten
çekinmezdiler.


Trabzon Limanı her zaman diliminde çok önemli bir ticaret lojistik merkezi olmuştur.
Şimdi bazen kesintiye uğrayan Orta Asya kapısı, Azerbaycan’ın, Türkiye'nin de destekleri ile kazandığı Karabağ Zaferi sonrasında oluşturulan Nahçıvan koridoru ile yeniden açılmaya başladı.
Bu durumun Trabzon’a kazandıracaklarını Trabzon Limanı’nın başarılı Genel Müdürü Muzaffer Ermiş’e sorduk.
Aldığımız cevap çok umut verici ve Trabzon’un geleceği açısından sevindirici idi. Yeni fırsatlar, iş ve aş demekti.


Liman Müdürü Ermiş, Trabzon Liman İşletmeciliği A.Ş. olarak şimdiden hazırlıklarını başlatmak üzere bölgede bir dizi ziyarette bulunduklarını belirterek şunları söyledi: “Eylül ayının son haftasında Albayrak Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Albayrak başkanlığında Azerbaycan iş ziyaretimiz olmuştu. Azerbaycan’da iş fırsatlarını ve açılması halinde Nahçıvan koridorunun ülkemize ve bu yol ile transit ticaretin Trabzon’a katabileceği değerler üzerinde incelemelerde bulunduk. Tüketici konumunda hızla ilerleyen Avrupa, üretici konumdaki başta Çin olmak üzere, Doğu Batı ekseni üzerinde önemli bir ticari ivme ortaya koymaktadır. Bunun en önemli göstergesi Pekin’den başlayıp Londra’ya uzanan Demir İpekyolu’dur. Bu yolun en önemli ve en kısa geçişi Hazar Denizi’nin geçilerek, Türkiye köprüsünden Avrupa’ya ulaşmaktır. Türkiye Çin Büyükelçisi’nin TTSO ziyaretinde kendine yönelttiğim, “Neden Trabzon’dasın?” soruma, “Trabzon bizim için önemli bir şehir.” cevabını vermiştir. Dolayısıyla, tren her yere ulaşamayacağına, ulaşılamayacak yerlere kara yolu İle ulaşılacaktır. Yapımı bitmek üzere olan Maçka ve Kop Tünelleri Trabzon’a büyük bir avantaj sağlayacaktır.
Diğer taraftan, ihracatçımız Gürcistan kapısına mahkûm olmayacaktır. Ayrıca, Asya-Avrupa arasındaki tır taşımacılığında denizyolu avantalı konum sağlayarak Balkan ülkeleri Limanlarından kalkacak RO-RO’lar ile binlerce tır Trabzon Limanı üzerinden Asya ve Avrupa arasında mekik dokuyacaktır. Ayrıca, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin mal ve yük hareketi transit taşımacılıkta önem kazanarak, bu koridor sayesinde ulaşılabilirlik konusunda önemli kazanımlar elde edeceklerdir. 
Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın yaptığı açıklamaların da Türkiye ile iyi ilişkiler kurma yönünde sözleri ve koridorun açılabileceğine dair yeşil ışık yakması dikkate değer bir yaklaşım olmuştur. Bu durum karşısındaki gelişmeler beraberinde Türkiye’nin kapattığı Ermenistan’ın Kars Alican Sınır Kapısı’nın açılmasına vesile olacağını düşünüyorum. Bu durumda Asya’ya ulaşmak için en kısa ve kestirme yol olan Transkafkasya koridorunun açılmasına vesile olarak, Trabzon Limanı’nın, Ermenistan’ın Avrupa Birliğine açılan önemli bir kapısı olacağı görüşündeyim. Bir ithalat ülkesi olan Ermenistan’ın transit yükleri Trabzon üzerinden transit edilecektir. Bu durum, başta Trabzon olmak üzere, tekerin döndüğü her yere hayat getirerek binlerce insana iş aş kapısının açılmasına imkân sağlayacaktır.
Bakü’nün bulunduğu konum ve yapılmaya başlayan devasa Serbest Bölgesi, doğu-batı ekseni ile kuzey-güney ekseninde kilit noktada yer alması pek yakında geleceğin Dubai’si olacağına önemli işarettir.”
Trabzon Limanı, Trabzon’un hem tarihi hem de ticari zenginliğinin sembolüdür.


***
MİLLİ BAYRAMLAR MARAŞ CADDESİ’NDE KUTLANMALI


Maraş Caddesi trafiğe kapatıldığında, milli bayramlarımız artık burada kutlanmalı.
Meydan trafiğini olumsuz etkileyip, trafiği tam anlamıyla kilitlediği dönemlerde bu sıkıntıyı gidermek adına bayramlar Valilik’in önündeki caddede yapılmaya başlandı.
Halkın olmadığı bayramların kutlaması olarak anılacaktır bu zaman dilimi.
Çok törenlerde bulunduk, halkın olmadığı ya da bir kaç vatandaşın iştirak ettiği bu bayramlarda.
Bazen öyle oluyordu ki, bürokratik kesimin bile ilgi göstermediği durumlarda tamamen cılız, ilin ruhuna uygun olmayan törenler can sıkıcı hal alıyordu. Çok bayramlar kutladık bu alanda lâkin hepsi gariplik ve yalnızlığın hüznünü yaşıyordu. Hele ki bizim gibi eski bayramlardaki coşkuyu bilenler için tam bir üzüntü kaynağı idi bu törenler.
Şehrin merkezi konumundaki Maraş Caddesi trafiğe kapatıldığında artık başta Cumhuriyet Bayramı olmak üzere milli bayramlarımız burada kutlanmalı.
Cumhuriyet Bayramı ülkemizin en önemli bayramı. Görkemli ve birlikte görsel şölenin oluşup halkın da içinde bulunduğu muhteşem programlarla kutlamak gerekiyor.
Her kurum, siyasi parti ya da kuruluşlar kendi programlarını icra etmekte.
Oysaki valilikçe belirlenen bir program içinde ayrım gözetmeksizin birlik beraberlikle bayramı halkın da katılımı ile kutlamak daha bir coşku yaratır.
Trafiğe kapalı Maraş Caddesi bu iş için uygun bir yer.
Konser mi, havai fişek gösterileri mi, horon mu ne varsa halkla birlikte yapılabilecek bir alan.
Milli bayramlar dışında belirli gün ve haftalar yine valilik önündeki Atatürk heykelinin de olduğu alanda kutlanabilir.
Ne zamanki bayram kutlamaları meydandan valilik civarına taşındı halkın da ilgisi önemli bir şekilde azaldı.
Belediyelerimiz, özellikle Cumhuriyet Bayramı’na ait özel programlar yaptığında halkın ilgisinin de arttığını göreceğiz.
Maraş Caddesi trafiğe kapandığında milli bayramların bu alanda yapılması gündeme alınmalı.


***
DEĞİRMENDERE İÇİN HAYAL AMA…
Bakın bu fotoğraf Çanakkale’ye ait.
Şehrin ortasından akan derenin ismi Sarıçay.
Tıpkı bizim Değirmendere gibi…
Ama bizim Değirmendere’yi gören var mı?
Acaba Çanakkale’deki etrafı açılmış kirletici hiç bir unsurun bulunmadığı şekilde kentin güzelliğine doğallığına katkı sunarak denize ulaşan Sarıçay gibi Değirmendere de üzerinde bulunan yükleri atarak Karadeniz’e pırıl pırıl ulaşamaz mı?
Sahi Değirmendere ne zaman kurtulacak?
Sümela’ya, yaylalara, yollara, tünellere, turist gelsin diye yapılan yatırım ve gösterilen bunca çabaya rağmen Değirmendere Vadisi’nin perişanlığına ne zamana kadar tahammül edilecek?
Ne zaman Değirmendere yüklerinden kurtulacak?
Ne zaman bu konu ele alınacak?


Ne zaman eski haline getirilmesi zor dahi olsa çeki düzen verilecek Değirmendere Havzası’na?
Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Hatta Maçka Belediyesi'nin Değirmendere Vadisi’ni kurtarmaya yönelik bir çalışması var mı?
Değirmendere için hayal mi kuruyoruz yoksa? 
Ama unutmayalım, büyük planlar bir hayal ile başlar.
Biliyorum Değirmendere’de bu güzelliği oluşturmak zor.
Keşke önceden kirletmeseydik.
Başımız sıkışınca tesis yapacağız diye Değirmendere’yi sıkboğaz yapıp kirletip yok etmeseydik.
Değirmendere havzası Trabzon için kanayan bir yaradır.
Burası düzene girmezse, Trabzon ne marka kent olur ne de istenilen düzeyde turistik bir kent.
Bıraktık düzeltilmesini, projeye başlandı dense bile yeter.
Değirmendere de derki belki o zaman; nihayet üzerimdeki yükler, ta ciğerimi delen kirlilikler kalkacakmış.