Soykırım; siyasal, ulusal, ırksal ya da dinsel bir nedenle, azınlık durumundaki bir insan topluluğunu soyca yok etmeyi amaçlayan toplu öldürme eylemi olarak tarif ediliyor.
Bir topluluğun içinde yaşayan başka bir topluluğun kimlik unsurlarını değiştirip kendine benzetmesi şeklinde gerçekleşmesine de asimilasyon deniyor. Tanımlar böyle…
Birinci Dünya Savaşına iki safta katılan devletler şunlardı.
Birinci safta (İttifak Devletleri,) ; Almanya, Avusturya- Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı İmparatorluğu
İkinci Safta (İtilaf Devletleri) ; İngiltere, Fransa, Rusya, Japonya ve Amerika’nın olduğu 24 Devlet
Osmanlı 400 bin şehit ve 1.050.000 kayıp vermiştir. Kuzeydeki karlı dağlardan güneydeki kızgın kum çöllerine kadar dokuz cephede oluk oluk kan akacak, ancak bedeli acı bir yenilgi olacaktı. Nihayetinde ise Mustafa Kemal’in millete olan güven ve inancının sonucunda Lozan Antlaşması ile bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kurulacak ve çağdaş dünyadaki yerini alacaktı.
Hal böyle iken, PKK 12’nci Kongresi sonrasında yapılan açıklamada Lozan ile ilgili olarak: ‘’PKK, kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı’’ diyecekti.
Devamında sürece ilişkin değerlendirmelerini de yaparak ‘’PKK, katı Kürt inkârının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi’’ şeklinde analiz yaparak çözüm önerilerini de sundular.
Gümbür gümbür bir fesih bildirisi, aslında tebrik etmek lazım. Kendi bakış açısıyla ve kelimelerin zehrine takılmayarak yıkarsa yıksın cüretiyle barış (!) cümleleri kurulmuş.
Çözüm de belirtilerek 3’üncü Dünya Savaşının çıkacağı öngörüsüyle ‘’Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır’’, önerisiyle tehdit dilini de aba altından sopa göstererek maharetle kullanmışlar. Ancak sosyalizm vurgusu yapılırken doğuda hala aşiret varlığından bihaber gibiydiler.
Hakkını vermeliyim ki, bildiri genelde başarılı, kendinden emin, hiç öyle aman incitmeyeyim hali yok, barış dilinden uzak adeta seve seve kabullenecekler edası var, yani mağrur ve başı dikler…
Asimilasyon tartışılabilir ama soykırım kelimesi çok abartılı, acımasız bir iddiadır ve dostluğu yerle bir edicidir.
Aslında soykırım denirse aklıma batı gelir. 6 Ağustos 1945 tarihinde Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombalarını attırarak 200 bin insanın anında ölümüne sebep olanlar kimlerdi?
Hindistan’da ölen milyonlarca insanın sorumlusu kim? Emperyalist İngiltere…
İngiltere’den geri kalmayan demokrasi havarisi Fransa’ya ne demeli. Cezayir, Fas, Tunus, Kara Afrika’da kıyımlarının sorumlusu…
İnsanlığı her gittiği yerde azaltarak değersizleştiren ve bu kıyımı yeraltı ve yerüstü zenginlikler için yapanlar tarihin her döneminde aynı taktiği uygulamaktadır.
Dünyanın dört bir yanına sefalet, açlık, cehalet getirenler hep aynı kafalardı. Bunu yaparken maşaları da vekâleten kullanmayı ihmal etmemişlerdi.
Sevr ile yanıp tutuşan Batı Emperyalistleri dünyanın dört bir yanında soykırımlar yapmışlardır. Halen de Filistin’de tüm dünyanın hem de canlı yayınla gözleri önünde sürmektedir.
Maşalar hep vardı. Doğu’nun Lawrence’ı İngiliz Ajanı Binbaşı Noel’in görevi Kürt Aşiretlerini ayaklandırmaktı. Mustafa Kemal Ulusu birleştirmeye çabalıyor, Noel’de bölüp, parçalayıp yutmaya. Noel tek tek Kürt Aşiretlerini gezerek, ikna, tehdit, şantaj, rüşvet metotlarını kullanarak ayaklanmaya teşvik ediyordu. Hedef Büyük Ortadoğu Projesi ile yer altı yer üstü kaynaklarına sahip olmak. Bunu artık sağır sultan duydu.
PKK yıllarca savaşma yeteneğini kimlere borçlu? Batı, silah, araç, gereç, para vb. ile savaşma azim ve iradesine destek verirken, lojistik desteği ve siyasi desteği de hiç esirgemediler. Peki, bunu Türkleri sevmedikleri ve Kürtleri çok sevdikleri için mi yaptılar?
Kürdistan; Lozan öncesinde Sevr’de, Fırat’ın doğusunda ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan bölge için İtilaf Devletleri delegelerinden oluşan bir Komisyon yerel özerkliği hazırlayacaktır.
Mart 1921 önerisinde; İtilaf Devletleri, Sevr projesinde değişikliğe eğilimlidirler. Şu şartla ki, yerel özerklikler ve Kürt ve Asuri- Keldani çıkarlarının korunması için tarafımızdan kolaylık gösterilsin.
Mart 1922 önerisinde; Söz konusu edilmemiştir.
Lozan’da hiç söz konusu edilmemiştir.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile idam fermanı olan Sevr Antlaşması geçersiz kılınarak ümmetçi anlayışı temsil eden Osmanlı Devleti tarih olmuştur. Yani Lozan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir. 1924 Anayasası da kurucu belgelerindendir.