hiçbir haksızlığa tepki göstermeyen;
her şeyi de kaderdir diye benimseyen bir yığın sürüsü
gün geçtikçe tanınmaz bir şekle sokulan kadim kent güya
talan-yalan-yağma
ve tüm bu olanları seyreyleyen karakoncoloslar!
her tarafa beton köprüler tüneller ve bina yapmaktan başka hiçbir şey yapılmamış
bir tane de sivil toplum örgütü de gıkını çıkarmamış
nasıl bir korku ya da kanıksamadır?
nasıl bir vurdumduymazlıktır?
*
yaklaşık bundan birkaç yıl evvel (2021) iki aydır hacıkasım ortahisar çarşı mahallesi etrafında altyapı çalışmaları bahane edilerek su kesintisi yapılarak-
insanların temizlenme yemek ve içme suyunu sağlayamayan bir belediye
*
arada sorguluyorum kıt aklımla ki;
yerel yönetim adı altında belediyeler neden ve kim ya da kimler için vardır?
ellerinden çekiç sırtlarından da beton mikserleri düşmüyor
*
trafiği arapsaçı
kentsel dönüşüm adı altında ortadan kaldırılan mahalleler
binlerce yıldır var olan anıtsal kültürünü ortadan kaldıran bir anlayış
ve de kişisel rant adına yapılan onlarca kötülük
*
sahi bu kentin suçu neydi?
nasıl bir suç işlemiş ki ödedikçe bitmeyen-tükenmeyen bir bedel
ayıptır-yazıktır-günahtır
*
ayrımsız gelmiş geçmiş her yönetimin de büyük suçu var
proce üstüne proce üreterek yağmalanan;
yağmalandıkça da tanınmaz eciş bücüş bir hâle sokulan kent
sokak aralarındaki çeşmelerine kör tıpa sokularak insanları gibi susturulan kent
sahiline set vurularak insanla olan bağını öteleyen bir kent
işaret fişeği ile seçilenlerin parlayıp-sönen suratsız kişiliklerin yağmasındaki kent
değersizleştikçe yüreğimizi yaralayan kent
sadece dolmuşları düşünerek arnavut taşların üzerine asfalt dökülen kent
*
abartısız söylüyorum;
son elli yılda bu kente iyi yönde bir tesis kazandırdıklarını söylesinler tüm yukarıdaki olumsuz sözlerimi geri alacağım!