Geçtiğimiz hafta, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, şimdiki TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı, AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, memleketi Trabzon’a teşrif etti. Geliş gerekçesi mi? CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e cevap vermek. Yani şehir ziyareti değil, siyasi rövanş.

Ziyaretin şekline bakıldığında, adeta bir seferberlik havası yaratıldı. Belediye başkanları, il-ilçe yöneticileri…
Sanki Bakan değil, seçim zaferi kutlamasına gelen bir Genel Başkan!
Oysa ortada ne zafer vardı, ne de gerçek bir hesaplaşma.

Bu “hazır ol” haliyle kurulmuş sahne dekoru içinde Karaismailoğlu, birkaç esnaf gezisi yaptı. Fakat öyle cılız, öyle içi boş sözler sarf etti ki, ne esnafın yüzünde bir kıpırtı oldu ne kamuoyunun kulağında bir iz. Üstelik “Cuma’ya gidiyoruz” bahanesiyle konuşmaktan, dinlemekten, tartışmaktan kaçındı. Eleştiriye değil, duaya sığındı.

İl Başkanı da bu vasat performansa, sanki bir şey olmuş gibi, sosyal medya görseli eklemeyi ihmal etmedi. Gerçeklikten kopuk bu yayıncılık anlayışı, belki algoritmalara oynar ama halkın aklına işlemez.
Ziyaret sonrası Karaismailoğlu yaylalarda bir gün geçirdi, ardından İstanbul’a dönüldü. Yani “Trabzon havası alındı, pozlar verildi, mesaj sandıkta kaldı.” Bu tabloya da “Hoş geldiniz” pankartları eşlik etti. Merak ediyoruz: Bu pankartlar gerçekten hoş geldin demek için mi asıldı, yoksa “Nerelerdesin be adam?” sorusunu kibarca örtmek için mi?

Asıl acıklı olan şu: Sayın Karaismailoğlu’nun hem bakanlık hem de şu anki komisyon başkanlığı gibi güçlü görevleri oldu. Yani elinde yetki de vardı, imkan da. Ama gelin görün ki Trabzon’da bu görevlerin ayak izi yok. Kentin hangi sorunu kalıcı şekilde çözülmüş? Hangi projeye doğrudan sahip çıkılmış?

Sahici bir temas, sahada bir iz yok. Çünkü Karaismailoğlu, bir türlü şehirle ruhsal bir bağ kuramadı. Kendi memleketine "konuk bakan" gibi geliyor. Ankara’da hâlâ eski bakanlık havasından sıyrılamamış, Meclis Komisyonu'nun etkili koltuğunda ise oturduğu belli, ağırlığı değil.

Oysa bu şehir, göz boyayan PR çalışmalarına değil, sonuç getiren siyasetçiye hasret. Trabzonlu seçmen artık “bizi seven gelsin” duygusunu geçeli çok oldu; “bizi duyan, anlayan, çözüm üreten” temsilci arıyor. Karaismailoğlu isterse bu isim olabilir. Ama bunun için süslü pankartlara değil, yıpranmış kaldırım taşlarına bakması gerekiyor.

Çünkü halk, mesajı artık sadece kürsüden değil, sokaktan, cebinden, tencereden, market alışverişinden okuyor.