TRABZON’DA TİYATROLAR
SESSİZCE GÖMÜLÜYOR
Tamer KARADAĞLI bir dönem film icabı ‘en iyi taş fırın erkeği’ olarak seçilmişti. Ancak bir Vakfıkebirli olarak bir süre önce, muhaliflik yaptıkları gerekçesiyle şikâyet edip, on iki kişiyi işinden eden Tamer KARADAĞLI'nın 'taş fırın erkeği' unvanının kendisinden alınmasını, ‘en iyi çavdar erkeği’ olarak tescillenmesini önermiştim.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü aynı Tamer Karadağlı'nın başrolünde oynadığı "Dracula" oyunu için 6 milyon TL harcanmış. Sadece bir oyun için. Üstelik kurumun kendi kreatörleri varken Karadağlı'nın arkadaşı moda tasarımcısı Uğurkan Erez ile anlaşıldığı da ortaya çıkmış.
Bu haberi okuduktan sonra aklıma Trabzon tiyatrosunun ve sanatının içinde bulunduğu durum geldi. Tamer Karadağlı'nın bir oyuna harcattığı parayla Trabzon'a en güzelinden bir tiyatro sahnesi yapılamaz mı? Yapılır!!!
Trabzon, yüzyıllardır tiyatronun nefes aldığı, sanatın yaşadığı ve yaşatıldığı bir şehirdi.
Ancak bugün gelinen noktada bu nefes, bilinçli bir şekilde kesiliyor. Hatta kesilmek isteniyor.
Şehrin yıllarca amatör tiyatroya ve sanata yuva olmuş sahneleri bir bir kapatılıyor; kalanlar ise sanatçılara açılmıyor.
Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi, amatör tiyatroların sahnesiydi… Artık değil. Kapılar kapatıldı, ışıklar söndü.
“Kendi sahnesi olmayan tiyatrolar oyunlarını nerede sahneliyor?” diye sorarsanız, cevabı acı: Başlarının çaresine baksınlar.
Ortahisar’da sahne bulmak bugün bir tiyatro oyunu yazmaktan ve onu sahneye koymaktan daha zor.
Sanat üretmek isteyen onlarca insan, bürokratik duvarlara çarpa çarpa yorgun düşüyor.
Ortahisar Belediyesi ise sanatçılara kulaklarını kapatmış durumda.
Randevu alıp derdini anlatmak, Trabzon’a yakışan bir sahne talep etmek isteyen tiyatrolar,
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya ile görüşme talep ediyor, fakat kendilerine randevu verilmiyor.
Sanatçı kapıda beklerken, koltukta oturanların kulaklarına sanatın sesi ulaşmıyor belli ki.
Sanatın yaşaması, tiyatronun yaşatılması için yapılan bütün girişimler duvara çarpıp yere düşüyor.
Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’ne gelince…
Salonun anahtarı cepte değil ama yetkinin kimde olduğu bile meçhul.
Muhatap yok, karar merci ortada yok.
Kültür merkezi var, kültür yok; bina var, sanat yok.
Çok zorlanınca da, tiyatroya uygun olmayan, ışıksız bir “Ortahisar Belediyesi'nin Çok Amaçlı Salonu” gösteriliyor, gidin orada oynayın deniyor.
Bu şehirde sanatçılar artık “sahne” değil, lütuf bekler hâle getirildi.
Ve buna en çok üzülenlerin başında, bu şehrin tiyatro geleneğini var edenlerin ruhu geliyor.
Bugün Trabzon’da amatör tiyatroya yaşatılan bu tablo, Haluk Ongan’ın kemiklerini sızlatmaktadır.
O, tiyatroyu halka taşımak için ömrünü verdi…
Biz ise bugün sahneleri halka kapatıp tiyatroyu kendi ellerimizle tabuta koyuyoruz.
Zamanında Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi tiyatrolar için bir yuva iken, orada da adaletsizlik hüküm sürüyordu.
Salon günlerinin paylaşımı sırasında bazı tiyatrolara pozitif ayrımcılık sağlanırken, birçok topluluk bu adil olmayan durumu protesto etmişti.
Bu adaletsizliğin sorumlularından biri olarak dönemin Ortahisar Belediyesi Kültür Müdürü Saadettin Önsel’in ihmalleri büyüktü.
Ve ne yazık ki Belediye Başkanı Ahmet Kaya, bu haksızlığa karşı hiçbir düzenleme yapmadı, müdahale etmedi, bu sürece ayak uydurdu, yanlışa da destek vermiş oldu.
Sonuç mu?
Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi, Ortahisar Belediyesi’nin elinden alındı.
Ve tiyatrolar kapı dışarı edildi.
Üstelik bu tablo, ironik bir biçimde CHP’nin en büyük hedeflerinden biri olan “kültür ve sanat” alanında yaşanıyor.
İki yıla yakındır şehirde kültür-sanat adına bırakın yatırım yapmayı,
mevcut bir kültür merkezini bile elinde tutamayacak kadar beceriksiz adımlar atıldı.
Bu olumsuz süreçte en büyük sorumluluğu olan Kültür Müdürü Saadettin Önsel’in hâlâ görevde tutulması ise CHP'nin bu anlayışının açık göstergesi.
Bu tutum, bizlere şunu söylüyor:
“Biz kültür ve sanatla ilgili en küçük bir yatırım yapmayacağız. Boşuna beklentiye girmeyin. Eleştirdiğimiz iktidarla aynı kulvarda yan yana yürüyeceğiz.”
Sanat, salonların kapısını kapatarak bitirilemez belki…
Ama sesini kısmaya çalışanlar, tarihin karşısında unutulmaz.
Bir şehir kültüründen utanır mı?
İşte biz, tam olarak o çizginin kıyısındayız.
Bu işin artık Ortahisar Belediyesi ile olmayacağı, olamayacağı ortada.
Top bundan böyle Büyükşehir'de, Ahmet Metin Genç’tedir.
Ahmet Metin Genç’in, sanatın bu çaresizlik ortamına en kısa zamanda müdahale ederek,
Trabzon’daki sanatseverlere umut olacak müjdeyi vermesi gerekiyor. Genç'in Trabzon'a sadece amatör tiyatroların yararlanacağı bir kültür merkezi armağan etmesi bekleniyor.
Trabzon’un tiyatrosunu bitirmek isteyenlerin karanlıkta bıraktıkları sahnelerin ışığı,
er ya da geç yeniden açılacak.
Çünkü sanat engellenemez.
Engellemeye çalışanları ise tarih, sahne ışığı gibi yüzlerine vurarak gösterir.