Hani alkolik var, oyun kolik veya bağımlılık duygusu.
Yani aşırılık.
İşte para kazanmanın da aşırılığı “parakolik” oluyor.
Zenginlerin tümünde bu hastalık mevcut.
Aslında buna doyumsuzluk da denilir.
Bugün, şehrimizde bile, öyle zenginler var ki; çalışmalarını bıraksa, sahip olduğu servet belki yedi belki de yetmiş neslini bakar.
Ama yine de kazanma peşinde koşturur.
Mesela Alın Mask gibi, dünya çapındaki zenginler… Bunların derdi ne? Veya silah tüccarlarının? Ha-bire kazanma hırsı ve hazzının amacı ne?
Tek kelime ile HAZ duygusu.
Ve savaşların tümünün sebebi de bu. HAZ duygusu ve PARAKOLİKLİK.
Yani aç gözlülük…
Veya esnafımız.
Bir zamanlar esnaf, o gün eve bir ekmek getirebilmenin peşinde idi.
Ama şimdi öyle değil; daha çok kazanma, haz duygusu peşinde.
Bugün, sattığı ürünün üzerine 100 TL kar koyuyorsa bu kardan bir süre sonra tatmin oluyor. Yarın 200 TL kar koyuyor…
Bakıyor ki ürün satılıyor, pek itiraz eden de yok, sonraki gün 300 TL kar koyuyor.
Dolayısıyla artık rekabet gibi bir sıkıntısı ve de eve bir ekmek götürme gibi bir sorunu yok artık. Çünkü cebi doldurmuş. Artık bundan sonra “hazzını” tatmin peşinde koşuyor.
3 TL ye aldığı bir şişe suyu eğer 50 TL ye veya 70’ satıyorsa, bir küçük meyveli sodayı toptan 3 TL ye alıp 35e veya 50 TL ye utanmadan veriyorsa burada bir hastalık var demektir.
Veya yabancılara 5 TL’lik bir ürünü 500-1000 TL’ye satmaya çalışıyorsa bunun ardındaki işte açgözlülük yani Parakolikliktir.
Buna bir nevi ticari soygun da diyebilirsiniz.
Ama sonuçta bir aşırılık hastalığı.
Sonuçta “fahiş” kazanç yani aşırılık var işin içinde…
Evet, bana ait bir tespit ve terim olan bu PARAKOLİK tanımını literatürde bulamazsınız. Bunu da burada belirtelim.