Son zamanlarda, dünya genelinde, çocukların silahlı eylemlere karışmasının altında yatan asıl gerçeği devletler görüyor ama göz yumuyorlar bence. Tıpkı “israillerin” Gazze katliamına sessiz kalmaları gibi. Çünkü dünya genelindeki global kuşatmanın bir kolu da buradan sürüyor. Biz bunu yıllardır dile getiriyoruz. Çünkü benim de etrafımda oyun bağımlısı mağdurlarım var ve yaşayarak görüyorum.
Yapılan bir araştırmada; ülkemizdeki gençlerin %20’si “ev delikanlısı” diye ifade edilen, evde, bilgisayar oyun bağımlısıymış. Bu, çok büyük bir rakam olsa gerek. Bunun ülkeye getirdiği ekonomik yük ve sosyal etkilerini saymakla bir kitap yazabiliriz!
Nasıl mı?
Birinci husus; bozulan bir eğitim sisteminin ardından; ahlak, aile ve çocuk eğitiminden mahrum bireylerin yetiştirmiş olduğu çocuklar asosyal olup evde bilgisayar “şiddet” oyun bağımlısı oldular. Bu çocuklar, sanal âlemde şiddete doymayıp dolayısıyla gerçek hayattaki şiddete yöneliyorlar. Sanıyorlar ki sanal âlemdeki gibi öldüğünde yok olmaz, sanal olarak ölür ve öldürülmüş olur. Ama önemli olan o “hazzı” yaşamaktır onlar için!
İkinci husus ise; bu oyunların bağımlısı olan gençlerin yaşama umutları yok oluyor. Herhangi bir başarı, varlık ortaya koyma veya hayatla ilgili bir mücadele gibi dertleri kalmıyor. Dolayısıyla onlar için ölmenin o anki haz duygusu, yaşamın hiçbir önemi kalmayışıdır. Onlar için önemli olan o anki haz duygusudur. Tıpkı bir kumar bağımlısı gibi.
İşte bu durumda, gerçek silahları alıp, aynen sanal alemdeki gibi, bir eyleme giriyorlar! Kimi yerde ibadet hanelere girip insanları tarayıp görüntüye alıyor ya da sokakta birtakım eylemlere girişiyorlar.
Bazen de oyunlar üzerinden SÜBLÜMİNAL mesaj alarak direk olarak eyleme yönlendiriliyorlar. Tıpkı 25.kare tekniği gibi!
İşte bu çocuklar sadece TETİKÇİDİR. Kimin? “Oyun tetikçisi.” Aslında devlet, bu oyun portallarını kapatmalı, yasak getirmeli, uyuşturucu gibi mücadele etmelidir. Ama oralardan elde edilen gelirler sebebiyle sanırım buna sessiz kalıyorlar. Buna köklü ve acil bir eylem planıyla başlamak gerekir.