Milli hassasiyetler ve ülkücü gençliğin mücadelesi, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihindeki önemli bir olguyu temsil eder. Milli hassasiyetler, bir milletin değerleri, tarihi, kültürü ve bağımsızlığı gibi konulara gösterilen derin duyarlılığı ifade eder. Bu hassasiyet, özellikle Türk milliyetçiliği ve ülkücü hareket içinde önemli bir yer tutmuştur. Ülkücü gençlik, bu milli değerleri koruma ve savunma noktasında geçmişten günümüze aktif bir rol oynamış, bu mücadeleyi bazen siyasi, bazen de kültürel alanlarda sürdürmüştür.
Ülkücü hareket, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye’de ortaya çıkan milliyetçi bir düşünce akımının billurlaşmış devamıdır. Bu hareket, Türk milletinin tarihine, diline, kültürüne ve bağımsızlığına olan sadakatiyle bilinir. Ülkücü gençlik, bu hareketin en dinamik ve aktif unsuru olarak, hem ideolojik hem de pratik anlamda önemli bir misyon üstlenmiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve toplumsal kriz dönemlerinde ülkücü gençlik, milli birliği koruma ve dış tehditlere karşı savunma refleksi göstermiştir.
Milli hassasiyetler bağlamında ülkücü gençliğin mücadelesi, sadece politik bir hareket değil, aynı zamanda toplumsal bir görev anlayışıdır. Gençlik, milletin geleceği olarak görülmüş ve milli değerlere sahip çıkmanın, aynı zamanda ülkenin geleceğini korumak anlamına geldiği düşünülmüştür. Bu sebeple, ülkücü gençliğin mücadelesi, sadece bugünün değil, geleceğin Türkiye’sine yönelik bir sorumluluk bilinciyle şekillenmiştir. Ancak ne var ki, bu gün gelinen bu noktada bu anlayışın gerçek anlamının zedelenmeye çalışıldığı da bir vakiadır.
Bu mücadelenin bir diğer boyutu ise eğitim ve kültür alanında yaşanmıştır. Ülkücü gençlik, milli eğitim sisteminin Türk milletinin değerlerine uygun olarak şekillenmesi gerektiğine inanmış, bu doğrultuda birçok çalışma ve etkinlik düzenlemiştir. Türk kültürünün ve tarihinin genç nesillere aktarılması, milli bilincin diri tutulması adına önemsenmiş; bu yüzden ülkücü gençler, hem kendi aralarında hem de toplumun diğer kesimlerinde milli bir uyanışı hedeflemiştir. Ne yazık ki bunu bilen art niyetli düşman çevreler, çeşitli sosyal ve din kisveli aparatlar kullanarak bu gün ülkücü gençliğim hedeflediği milli eğitim anlayışını tahtip ederek ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.
Siyasi alanda ise ülkücü gençlik, Türkiye’nin iç ve dış tehditlere karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiği görüşünü benimsemiştir. Milli hassasiyetleri zedeleyebilecek unsurlara karşı mücadele etmek, ülkücü gençliğin en temel motivasyon kaynaklarından biri olmuştur. Bu bağlamda, terörle mücadele, bağımsızlık vurgusu ve Türkiye’nin milli çıkarlarının korunması gibi konular, ülkücü hareketin ve gençliğin siyasal söyleminde önemli bir yer tutmuştur.
Sonuç olarak, milli hassasiyetler ve ülkücü gençliğin mücadelesi, Türkiye’nin toplumsal dinamikleri içinde güçlü bir yer edinmiştir. Bu mücadele, bir yandan Türk milletinin tarihi ve kültürel değerlerini koruma amacı taşırken, diğer yandan Türkiye’nin bağımsızlığı ve bütünlüğünü savunma noktasında önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Ülkücü gençlik, bu milli görev bilinciyle, Türkiye’nin geçmişinden aldığı güçle geleceğine yürümeyi hedeflemiştir.
Bütün bu düşünce ve fikirlerin ana ilkeleri; Rahmetli Başbuğumuzun dünya görüşünü ve stratejik hamlelerini anlattığı “9 Işık doktrininde” detayları ile açıklanmıştır. Bu kıymetli eserin toplumun bütün kesimleri ve özellikle gençler tarafından tekrar tekrar okunmasında büyük faydalar görmekteyiz.
Hepimizin yetişmesinde değerli katkıları olan büyük devlet adamı Rahmetli Başbuğumuzun, ruhu şad, mekanı cennet olsun diyorum.